
Esas No: 2012/21939
Karar No: 2012/25917
Karar Tarihi: 17.12.2012
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/21939 Esas 2012/25917 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi istenilmiştir. Mahkemece vasiyetmenin iptali isteminin kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, mirasbırakan ... tarafından düzenlenen 16.07.2008 tarihli vasiyetnamenin irade fesadı ve şekil eksikliği nedenleri ile geçersiz olduğu ileri sürülerek iptali, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesi istenilmiştir.Mahkemece; “… mirasbırakanın vasiyetnamede bizzat hazır bulunan tanıklara vasiyetnamenin kendisine noter tarafından okunduğunu ve vasiyetnamenin son isteklerini havi olduğunu imzalı beyanı ile açıklamadığı, vasiyetnamede noterin vasiyetnameyi okuduğunu ve vasiyetçinin kendisine vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunu söylediğini ifade ettiği, bu konuda tıpkı tanıkların beyanını aldığı gibi vasiyetçinin de ayrıca beyanını alıp vasiyetnameyi hem kendisinin imzalaması hem de vasiyetçinin parmak izini alması gerektiği, … bu açıdan resmi vasiyetnamenin şekil kurallarını taşımadığı…” gerekçesiyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. nun 535. maddesine göre; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.
Okur-yazar kişiler de hiç bir gerekçe göstermeden okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Bu yön 26.03.1962 günlü ve 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edilmiş olup, içtihadın yürürlüğünden bu yana bu yolda süregelen uygulamaya paralel olarak yasada da düzenleme yapılmıştır. Ancak, okur-yazar kişilerce, okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunun seçilmesi halinde de; TMK. nun 535. maddesinde gösterilen şekle uyulmak zorundadır.
Somut olayda, mirasbırakanın okur-yazar olduğu tarafların da kabulündedir. Ancak mirasbırakan, imza atmakta kullandığı sol elinin rahatsız olması nedeniyle okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçmiş ve vasiyetnameyi sağ elinin baş parmağını bastırmak suretiyle imzalamıştır. Ne var ki, vasiyetnameye katılan tanıklar, mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını vasiyetnameye yazdırmamıştır. Buna göre, yasada gösterilen şekle uygun olarak düzenlenmemiş olan vasiyetnamenin bu gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçe ile iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun değil ise de sonucu itibariyle karar doğru bulunmuştur.Bundan ayrı, davada vekille temsil edilmeyen davacı lehine vekâlet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir.Bu nedenlerle; mahkemece açıklanan bu hususlar gözönüne alınmadan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değilse de; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK. nun 438/7 ve 438/9. maddeleri uyarınca hüküm fıkrasının 4. bendinin çıkartılması suretiyle düzeltilmesine ve gerekçesinin açıklandığı şekliyle değiştirilmesine, düzeltilen ve gerekçesi değiştirilen hükmün bu şekliyle ONANMASINA, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.