Esas No: 2021/9657
Karar No: 2022/493
Karar Tarihi: 31.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9657 Esas 2022/493 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Maddi bir hata nedeniyle orman niteliği taşımayan taşınmazların orman sınırları dışına çıkarıldığı ve zeytinlik niteliğindeki taşınmazların orman kadastro sınırları içinde bırakıldığı tespit edildi. İlgili taşınmazların 2/B madde uygulaması ve 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulama çalışmalarında da devlet ormanı olarak kalmaya devam ettiği görüldü. Mahkeme, bu sebeple kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarının dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği fakat hatalı bir şekilde reddedildiği sonucuna vardı. Kararın temyiz itirazları doğru bulunarak bozulmasına hükmedildi.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kanun
- 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde
- 1744 sayılı Kanun'un 2. madde uygulaması
- 6831 sayılı Kanun'un 2/B madde uygulama çalışmaları
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2010 yılında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde; 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Köyü 126 ada 75, 76 ve 77 parsel sayılı sırasıyla 20.422,48 m², 21.590,27 m² ve 2.848,48 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, zeytinlik niteliği ile beyanlar hanesine '' 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır." ve 75 sayılı parselin ''Üzerindeki zeytin ağaçları ...'a aittir.'' ve '' 1980 yılından beri ...'ın kullanımındadır.'', 76 sayılı parselin ''Üzerindeki zeytin ağaçları ...'ya aittir.'' ve '' 1980 yılından beri ...'nın kullanımındadır.'', 77 parselin ''Üzerindeki zeytin ağaçları İsmail Kaymaz'a aittir.'' ve ''1990 yılından beri İsmail Kaymaz'ın kullanımındadır.'' beyanı yazılarak Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili; ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2001/431 Esas, 2002/494 Karar sayılı kararıyla taşınmazların orman vasfını taşıdığı ve üzerindeki ağaçların müsaderesine karar verildiğinden dava konusu yerin orman olarak değerlendirilmesi gerektiği iddiasıyla taşınmazların yapılan tespitlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 126 ada 75 ve 76 nolu parseller yönünden davanın kabülüne, 126 ada 77 parselin ise orman niteliğini tam olarak yitirdiği gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı ... Yönetimi, davalı Hazine ve dahili davalılar ... ile ... tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiş, ... (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 23.02.2015 tarihli ve 2015/634 Esas, 2015/804 Karar sayılı ilamı ile eksik inceleme ve araştırma gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddi ile; dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkii yeni 204 ada 4 parsel, (eski 126 ada 75 parsel), yeni 204 ada 6 parsel (eski 126 ada 77 parsel), yeni 204 ada 5 parsel, (eski 126 ada 76 parsel) sayılı taşınmazların tespit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; karar, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1968 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 10.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve 13.04.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
Mahkemece, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılma işlemi sırasında dava konusu taşınmazlar yerine sehven halen 100 yaş üstü sık kızılçam ağaçları ile kaplı %45-50 eğime sahip arazinin orman sınırları dışına çıkartıldığı, orman sınırları dışına çıkartılması gereken dava konusu zeytinlik niteliğinde %10-15 eğime sahip 40 yaş ve 20-30 yaş üstü zeytin ve meyve ağaçları ile kaplı taşınmazların ise orman kadastro sınırları içerisinde bırakıldığının anlaşıldığı, dahili davalılar ... ile ...'nın sanık sıfatıyla yargılanıp ceza mahkumiyeti aldıkları ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2001/431 Esas, 2002/494 Karar ile 2001/429 Esas, 2002/493 Karar sayılı dava dosyalarında alınan 08.07.2002 tarihli fen ve orman bilirkişilerinin düzenlediği ortak bilirkişi raporunda dahi bu yanlışlıktan bahsedildiği, dahili davalı ...'nın hatanın düzeltilmesi için 11.01.1995 tarihli dilekçe ile Orman İşletme Şefliğine başvurduğu, Orman İşletme Şefliğinin 12.04.1995 tarihli inceleme raporunda özetle; IX nolu Hazine arazisi olarak gösterilen parselin devlet ormanı olarak değerlendirildiği, bunun sonucunda 2030-2031 nolu orman sınır noktalarının iptal edilerek 235 nolu orman sınır noktasının 236 orman sınır noktasına bağlanılması ve kadastro komisyonlarınca bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğinin belirtildiği, 2010 yılında 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında kadastro ekibi tarafından yapılan düzeltme çalışması ile IX nolu parsel sahasının güneye kaydırıldığı ve dava konusu taşınmazlar hakkında kullanım kadastrosu çalışması yapılarak yıllardır süregelen hatanın düzeltildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar Ceza Mahkemesinin mahkumiyete ilişkin kararları hukuk hakimi açısından bağlayıcı olsa dahi bahse konu Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliğine sunulan bilirkişi raporlarında özetle; 1979 yılı 2. madde uygulaması ile yanlışlıkla yapılan hatalı bir işlem sonucu IX nolu uygulama parseli yerine, orman sınırları içinde kalan güneydeki taşınmaz ile aynı vasıfta bir bütünlük teşkil ettiğini mevkii itibari ile asıl orman sınırları dışına çıkarılması gereken yerin suça konu yer olduğunun belirtildiği, keza ceza mahkemesi dosyalarında yerin orman olup olmadığına ilişkin inceleme yapılamayacağı ve kesinleşen orman sınırlarına göre mahkumiyete karar verildiği sonuç olarak hatalı işlem sonucu mahkumiyete konu olması sebebi ile dava konusu yere orman demenin hakkaniyete aykırı düşeceğinin anlaşıldığı, 12.06.2017 havale tarihli müşterek imzalı bilirkişi raporunda düzeltme çalışmasının hukuka aykırı olduğu bu sebeple iptali gerektiği belirtilmiş ise de düzeltme işlemi ile orman sahasının azalmadığı aksine genişlediği ve mahalli bilirkişi beyanlarında dava konusu taşınmazların önceden beridir tarla olarak kullanıldığını, dahili davalıların 30 yıldan fazladır burayı ekip biçtiklerini söyledikleri dava konusu 126 ada 75, 76, 77 parsel sayılı taşınmazların 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından tamamen orman niteliğini kaybettiği yönündeki düşünce ve kanaat ile davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar hatalı olmuştur.
Şöyle ki, dava 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Dava konusu taşınmaz bölümlerinden 126 ada 75 parselin (A) harfli kısmının dışındaki 75 parselin kalan kısmı ile 76 ve 77 parsellerin tamamının 1968 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu çalışmalarında devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 10.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve 13.04.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulama çalışmalarında dava konusu bu alanın devlet ormanı olarak kalmaya devam ettiği, kayıtlarda 2. madde uygulamalarına tabi tutulmadığı, yapılan bu uygulamaların süresinde itiraz edilmemesi neticesinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşıldığına göre, fiili durum itibariyle hatalı yapılan işlem ile ilgili orman kadastro komisyonlarınca usulüne uygun işlem yapılmadığı anlaşıldığından fiili duruma değer verilerek davanın reddine karar verilmiş ise de kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.