
Esas No: 2015/12485
Karar No: 2015/14104
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12485 Esas 2015/14104 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacılar ... ve ... Yaman ile davalılar ... ve ... arasındaki dava hakkında ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 28/03/2013 gün ve 2006/424 Esas 2013/117 Karar sayılı hükmün, Dairemizin 29/01/2015 gün ve 2013/14392 Esas 2015/1222 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre 6100 Sayılı HMK.nin geçici 3.maddesinin 2.fıkrası delaletiyle 1086 Sayılı HUMK.nin 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 251,00 TL para cezasının davalı ...Ş"den alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 57,60 TL peşin harcın karar düzeltme harcına mahsubuna 14/12/2015 tarihinde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(KARŞI OY)
Davacılar vekili davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği İsmail Yaman"ın hayatını kaybettiğini belirterek ayrı ayrı destekten yoksun kalma ve manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Islah dilekçesi ile davacı vekili, maddi tazminat miktarlarını artırmıştır.
Her iki davalı vekili, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile belirlenen tazminat miktarının davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davalı ...Ş vekili tarafından hüküm temyiz edilmiş, temyiz itirazlarının reddi ile 29.1.2015 tarihinde karar onanmıştır.
Bu kez davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuş, yüksek dairece yapılan incelemede 14.12.2015 tarihinde HUMK 440 maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde 15.8.2006 tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücü İrfan Sancağın kazanın oluşunda %100 kusura dayanarak bu davayı açmış, bu dilekçesinde davaya başkaca karışan araçtan bahsedilmediği gibi kısmi kusura da dayanılmamış ve davalılar arasında müşterek müteselsillik hükümlerine dayanılarak tazminat talep ettiğini de bildirmemiştir.
Mahkemece yargılama sonucunda verilen kararda alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücünün %70, plakası tespit edilemeyen aracın %25 kusurlu olduğu, itiraz üzerine İTÜ"den alınan yeni raporda aynı oranların verildiği, ceza dosyasında ATK"dan alınan raporda davalının %25, plakası tespit edilemeyen minibüs sürücüsünün %75 kusurlu olduğu belirtilmek suretiyle cezalandırıldığı belirtilmiş olmasına rağmen destek İsmail Yaman"ın, davalı ... Sancağın kullanmış olduğu beton mikserine binerek seyahat ettiği, bu nedenle hatır için taşındığı, yolcu konumunda bulunan desteğin vefatı nedeniyle
hatır indirimi sonucu davacı eş için 41.056,00 TL, davacı çocuk için 14.052,00 TL maddi tazminatı ayrıca ayrı ayrı 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı, malik ...A.Ş 2918 sayılı yasanın 86.maddesi, davalı sürücü ... ise BK 41 ve devamı maddeleri uyarınca sürücünün kusuruna isabet eden oranda zarardan müteselsilen sorumludurlar.
Davacı vekili, davalıların işleten ve sürücüsü olduğu aracın olayda 8/8 oranında kusurlu olduğunu ileri sürerek zararın tamamının davalılardan tahsilini istemiştir.
Ceza dosyası ile incelenen dosya içerisinden alınan bilirkişi raporlarına göre davalı sürücünün %75, plakası belli olmayan araç sürücünün %25 kusurlu olduğu, desteğin herhangi bir kusurunun olmadığı rapor ve ek rapordan anlaşılmış, ceza dosyasında ise sürücünün %25, plakası belli olmayan araç sürücünün %75 kusurlu olduğu bildirilmiş, desteğin yolcu olması nedeniyle, destekten yoksun kalanların zararının tamamı her iki davalıdan tahsiline karar verilerek hüküm oluşturulmuştur.
Davalı sürücünün mahkemede alınan bilirkişi raporuna göre kusur oranı ile ceza davasındaki kusur oranı farkı olmakla birlikte, cezadan alınan kusur oranı hukuk hakimini bağlamayacağından davalı %75 kusurlu sayılarak tam tazminattan sorumlu tutulmuş ise de, davacının davasını açarken kazaya karışan sorumlulara yönünden teselsül hükümlerine dayanarak davayı açmaması nedeniyle her iki davalının ancak kendi kusur oranlarına isabet eden tazminat miktarından sorumlu tutulmaları gerekirken, tazminatın tamamından davalıların sorumlu tutulması yerinde olmayıp, bu nedenle davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.