Esas No: 2021/14003
Karar No: 2022/621
Karar Tarihi: 01.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/14003 Esas 2022/621 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, kadastro tespitine itiraz etmiştir ancak mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, daha önce yapılan orman kadastrosuna göre hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle alınmıştır. Ancak davacıların talebi üzerine yapılan keşifte bilirkişi raporlarında çelişkiler ortaya çıkmıştır. Mahkeme, yeniden keşif yapılmasını ve orman sınırı dışında kalan kısım için kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının değerlendirilmesini istemiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesi ve 4999 sayılı Orman Kanunu'nun değişik 9. maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 tarih ve 2020/3755 Esas, 2021/2019 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, davacılar tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
... bozma ilamında özetle; "6831 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre, orman kadastrosuna karşı ilgililerce 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerektiği belirtilerek, dava konusu taşınmazın tahdit sınırları içerisinde kalan bölümleri yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi, tahdit dışında kalıp dava konusu yapılan bölümler yönünden ise tüm deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmekle, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 tarihli ve 2020/3755 Esas, 2021/2019 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, onama ilamına karşı davacılar tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı sonrası yapılan yargılama neticesinde, bozmadan önce yapılan keşfe katılan bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle, dava konusu edilen kısmın tümüyle tahdit sınırları içerisinde kaldığı ve tahdit sınırları içerisinde kalan kısımlar yönünden 1988 yılında kesinleşen Orman Kadastrosuna göre dava açılabilmesi için gerekli sürenin geçtiği, kadastro tutanaklarının 1988 yılında kesinleştiği, davanın ise 2008 yılında açıldığı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçmiş olduğu, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Şöyle ki; hükme esas alınan 05.08.2016 tarihli ek raporda, P.2 numaralı orman içi ziraat parselinin sınırları olan 129, 130 ve 131 numaralı orman sınır noktaları, davacı adına tespit ve tescil edilen 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çapı üzerine işaretlenmiş, bu çapın dışındaki alan 223 ada 1 sayılı orman parseli olarak işaretlenmiş ve dava edilen alanın 223 ada 1 sayılı orman parseli içerisinde kaldığı bildirilmiştir. Oysa bozma ilamı öncesi alınan 10.12.2012 havale tarihli orman bilirkişi raporunda, P.2 numaralı orman iç parselinin bu kısmını 105 ada 1 sayılı davacı adına kayıtlı parsel oluştururken bir kısım alanın da tescil harici olarak gösterilmiş ve davacı tarafından adına tescili istenen yerin, bu orman içi ziraat parselinde kalan A harfli tescil harici taşınmaz olduğu bildirilmiş olup, bilirkişi raporları arasında, P.129, 130 ve 131 numaralı orman sınır noktalarının farklı yerlerde göstermeleri nedeniyle oluşan çelişkiye rağmen mahkemece bu çelişki üzerinde durulmamıştır. Hükme esas ek raporda, yörede 4999 sayılı Kanun kapsamında, 1988 yılında yapılan orman kadastrosundaki fenni hataları giderildiğinden bahsedilmiş ise de, her iki rapor arasındaki farklılığının nedeninin bu çalışma olup olmadığı açıklanmamış, mahkemece de yörede bu şekilde bir çalışma yapılıp yapılmadığı sorulmamış, yapılmış ise buna ilişkin harita tutanaklar getirtilmek sureti ile bilirkişi raporları denetlenmeden hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneklerinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğrafları ile memleket haritalarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile 6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı Kanun'la değişik 9. maddesine göre fennî hataların düzeltilmesi çalışmasına ilişkin tutanak, belge ve haritalar ilgili yerlerden temin edildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, iki harita ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası (dava konusu taşınmazın bulunduğu 129,130,131 ve en yakın orman sınır noktalarını gösterecek şekilde) bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve 4999 sayılı Kanun'la değişik 9. maddeye göre yapılan düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (... veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye göre yapılan düzeltme haritalarına göre konumu tapulama paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 4999 sayılı Kanun'la değişik 9. maddeye uyarınca yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, davacının tescilini iddia ettiği kısmın orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, davacı adına tescil adilen 105 ada 1 parselin çap krokisi ile P.2 nolu iç ziraat parsel çapı içinde kalıp kalmadığı ve parseli ilgilendirir orman sınır noktaları ile ilgili çalışma tutanakları ile orman tahdit haritası arasında uyumsuzluk bulunup bulunmadığı ve uyumsuzluk varsa doğru hattın hangisi olduğu tereddütsüz bir şekilde belirlenmeli, aplikasyon veya 4999 sayılı Kanun'la değişik 9. maddeye göre fennî hataların düzeltilmesi çalışması ile kesinleşmiş orman alanlarının aplikasyon ve düzeltme işlemi ile değiştirilemeyeceği gözetilerek daha önce alınan orman bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek şekilde rapor alınmalı,taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalan kısmı için dava hakdüşürücü süre nedeni ile reddedilmeli,taşınmazın orman sınırı dışında kalan kısmı varsa bu kısım hakında davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların karar düzeltme itirazlarının kabulü ile ... (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 tarihli ve 2020/3755 Esas, 2021/2019 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 01.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.