20. Hukuk Dairesi 2012/8944 E. , 2013/6463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1977 ile 1978 yıllarında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü, 656 parsel sayılı 9000,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, dava dışı ... adına tespit edilmiştir. Orman Yönetiminin itirazı üzerine, Tapulama Komisyonu tutanak ve eklerini yetkisizlikle tapulama mahkemesine göndermiştir....Tapulama Mahkemesinin 01.08.1986 tarih ve 1986/100 E - 1986/513 K, sayılı kararıyla "davacı ... Yönetiminin vazgeçmesi nedeniyle tespite itiraz etmemiş sayılmasına, karar kesinleştiğinde tutanak ve eklerinin tapu kütüğüne devrine" ilişkin kararının kesinleşmesiyle ... adına tescil edilmiş, daha sonra 19.01.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ... Kılınç adına tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili, 21.10.2009 havale tarihli dilekçesiyle, ... Köyü, 9000,00 m² yüzölçümündeki 656 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı ... Kılınç adına tescilli olduğunu, ancak; taşınmazın bulunduğu yörede 4999 sayılı Kanun çalışmasına itiraz edildiğini ve yapılan bu itiraz üzerine... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/652 E - 2007/342 K, sayılı kesinleşen hükmü 656 parsel sayılı taşınmazın 8317,00 m² yüzölçümündeki bölümünün kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığının belirlendiği iddiasıyla taşınmazın orman sınırları içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ve bu bölümün Hazine adına orman vasfıyla tescili ile davalıların bu bölüme elatmasının önlenmesi istemleriyle dava açmıştır.
Davalı - karşı davacı ... vekili, 01.11.2010 tarihli dilekçesiyle, dava reddedilmediği takdirde Orman Yönetimine taşınmazın vasıf ve mülkiyet değişikliği ile geçecek metrekare miktarının rayiç emlak değeri üzerinden müvekkiline ödenmesi, taşınmazın imar ve ihyası için müvekkilinin yapmış olduğu emek ve masrafların ve taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının değerinin müvekkiline ödenmesi, taşınmaz üzerine konan ihtiyati tedbir mülkiyet hakkını sınırladığından bu taşınmazın miktarı ve değeri ile kredi çekememeye bağlı müvekkilinin uğrayacağı müsbet ve menfi maddi zararının Orman Yönetiminden tahsiline, müvekkilinin maddi kayıplarının orman idaresi tarafından ödeninceye kadar müvekkilinin taşınmazdan çıkarılmaması için taşınmaz üzerinde müvekkili lehine hapis hakkı konulması istemleriyle karşı dava açmıştır.
Mahkemece, davacı-karşı davalı ... Yönetimi tarafından açılan davanın kabulü ile dava konusu Çaltıözü Köyü, 656 parsel sayılı taşınmazın 25.03.2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 8323,90 m² yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümün taşınmazdan ifraz edilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, davalının bu alana vaki müdahalesinin önlenmesine, davalı-karşı davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı ... Kılınç vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre asıl dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesine, karşı dava ise, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1977 ilâ 1982 yıllarında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması yapılıp, ekip çalışması 17.08.1982, itirazların incelenmesiyle komisyon çalışmaları da 17.06.1983 tarihinde ilân edilmiş, 1990 yılında yapılan aplikasyon, sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 04.06.1991 tarihinde ilân edilmiştir. 115 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince yapılan Fenni Hataların düzeltilmesi çalışmaları 31.03.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
1) Davalı-karşı davacı vekilinin tapu iptal ve tescil kararına yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 656 parsel sayılı taşınmazın temyize konu krokide (A) harfi ile gösterilen 8323,90 m² yüzölçümündeki bölümünün kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı gerçek kişi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı-karşı davacı ... Kılınç vekilinin tazminata ilişkin talebi yönünden;
Davalı vekili karşı dava ile, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi halinde tapuya güven ilkesi gereğince tazminat isteminde bulunmuş ve mahkemece, karşılık dava esastan reddedilmiş ise de, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Bu işlemler nedeniyle, zarar görenler, zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilirler. Davalı sıfatı Hazinenin olup Orman Yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından Orman Yönetimi aleyhine karşı dava ile açılan davanın husumetten reddi gerekirken esastan reddi doğru değil ise de, karşı dava ancak davada davacı sıfatına sahip olanlara açılabileceğinden ve Hazine de davada taraf olmadığından Hazinenin karşı dava ile davaya dahil edilmesine de olanak bulunmaması nedenleriyle, mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
3) Davalı gerçek kişi vekilinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir ve iki numaralı bentlerde gösterilen nedenler ile; davalı-karşı davacı gerçek kişi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun ve tazminat istemine ilişkin sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA,
2) Üç numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalı-karşı davacı gerçek kişi vekilinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 10/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.