Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3408
Karar No: 2020/5192
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3408 Esas 2020/5192 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, borcunu ödemediği gerekçesiyle davalı banka tarafından ipotekin paraya çevrilmesi yoluyla ve genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, takiplerin kesinleştiğini ancak toplam borcunun 8.055,31 TL olduğuna rağmen 67.925,91 TL tahsil edildiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ve kötü niyet tazminatının tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, davayı kısmen kabul etmiş, davalı bankanın 13.058,28 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle talep fazlası 53.154,24 TL borçsuzluğunun tespitine karar vermiştir. Yargıtay daha önceki kararların temyiz edilmemesi nedeniyle 13.058,28 TL açısından kazanılmış hak oluştuğunu vurgulayarak davanın bozulmasına karar vermiştir. İİK'nın 45. maddesi uyarınca rehinle temin edilen alacak için ilamsız takip yapılamayacağı belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: İİK'nın 45. maddesi, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Geçici 13. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2020/3408 E.  ,  2020/5192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 13.12.2018 tarih ve 2018/1152-2018/1582 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi ve genel haciz yolu ile iki ayrı takip başlattığını, takiplerin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, davacının davalı bankaya olan toplam borcunun 8.055,31 TL olduğunu, buna rağmen davalı yanca icra takiplerinde toplam 67.925,91 TL"nin talep edildiğini ileri sürerek müvekkilinin 8.055,31 TL"lik kısım üzerinde talep edilen miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40"tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takiplerine girişildiğini, takiplerin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.02.2013 tarihli 2012/17976 E. 2013/2700 K. Sayılı ilamı ile “Davalı banka Gaziantep 11. İcra Müdürlüğünün 2010/6324 sayılı dosyasından 22.11.2010 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçmiş, aynı banka aynı kişi aleyhine Gaziantep 11. İcra Müdürlüğünün 2010/8325 sayılı dosyasından 24.11.2010 tarihinde ilamsız icra takibi yapmıştır. Takip borçlusu ... alacaklı bankaya toplam 8.055,31 TL haricinde borçlu bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalı bankanın takip tarihi itibari ile 13.058,28 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle talep fazlası 54.867,63 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Davacı kredi borçlusu tarafından davalı banka lehine 70.000.- TL bedelli limit ipoteği tesis edilmiştir. Alacaklı banka İİK"nın 45. maddesi uyarınca ipotek limitine kadar oluşan alacağı için kredi borçlusu aleyhine ilamsız icra takibi yapamaz. Ancak davacı borçlu dava dilekçesinde 8.055,31 TL için dava açmadığından ve mahkemece sorumlu tutulduğu 13.058,28 TL yönünden hükmü temyiz etmediğinden kazanılmış haklar da gözetilerek ilamsız takiple ilgili uyuşmazlık karara bağlanmalıdır. Davalı banka tarafından başlatılan ipotekli takiple ilgili kredi borcunun miktarını saptayan bilirkişi raporuna davalı tarafından gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir.
    Mahkemece, itirazlar yönünden ek rapor alınmadan eksik incelemeye dayalı karar tesisi doğru olmadığı gibi 5411 sayılı Bankacılık Kanunun"un Geçici 13. maddesi atfı uyarınca davalı bankanın tazminatla sorumlu tutulup tutulamayacağının karar yerinde tartışılmaması de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 15.05.2015 tarihli 2015/4351 E. 2015/6508 K. sayılı ilamı ile “1-Dava menfi tespit davası mahiyetinde olup dava tarihi itibariyle menfi tespite konu olan borç miktarının hükümde açıkça belirtilmesi gerekir. Mahkemece ""...davanın kısmen kabulu ile davacı tarafın 8.055,31 TL asıl alacak üzerindeki borç ve ferileri ile sorumlu olmadığının tespitine"" şeklinde hüküm kurulmuş olması infazda tereddüde yol açacağından isabetsizdir. 2-Kabule göre de, 13.02.2013 tarihli bozma kararımızda, 10/02/2012 tarihli mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan kazanılmış haklar gözetilerek sadece dava konusu ipotekli takiple ilgili kredi borcu tespiti için bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece hem ilamsız hem de ipotekli takip yönünden rapor alınıp ve değerlendirme yapılmadan, dolayısıyla bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 tarihli 2017/1139 E. 2018/3651 K. sayılı ilamı ile "Davacı davalı bankadan aldığı kredi nedeniyle bankaya kendi taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiğini banka tarafından kredi hesabı kat edilerek gerçek borcunun 8.055,31 TL olmasına rağmen hem ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla hem de tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takip başlatıldığını belirterek 8.055,31 TL üzerindeki takiplerden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. İİK’nun 45. maddesinin 1. fıkrası “Rehinle temin edilmiş alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir." hükmü uyarınca davacı borcu rehinle temin etmiş olduğundan ilamsız icra yoluyla takip yapılamaz. Öncelikle rehine müracaat zorunluluğu vardır. Öte yandan davacının 8.055,31 TL olan borcu mahkemenin 10.02.2012 tarihli 2011/91 E. - 2012/98 K. sayılı ilamı ile 13.058,28 TL olarak saptanmış ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmediği için davalı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Yerel mahkemece kazanılmış haklara riayet edilmeyerek ve davacının borçlu olmadığı miktarın belirtilmesi gerekirken menfi tespit hükmü yerine müspet tespit hükmü kurulduğu için bozulduğu halde yeniden müspet tespit hükmü kurularak bozmanın gereğinin yapılmaması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uylarak yapılan yargılamaya göre; daha önceki kararların davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle 13.058,28 TL açısından borçlu olduğu davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu, alınan raporlar ile ipotekli takiple ilgili borcu nedeniyle takip tarihi itibariyle borcun asli ve ferileri ile beraber 14.771,67 TL olduğu, bu nedenle bunun üzerindeki 53.154,24 TL açısından borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davalı banka rehnin paraya çevrilmesi yoluyla 33.837,67 TL, ilamsız takip yoluyla 34.088,52 TL alacak tutarı üzerinden takip başlatmış ise de tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacak talebinde bulunduğunu, esasen menfi tespit davasına konu olan alacak her ikisinin toplamı değil, takip dosyalarında miktarı fazla olan 34.088,52 TL bedelli takip dosyasıdır. Nitekim davacı da harcı bu tutar üzerinden ikmal etmiştir. Mahkemece kabul ve ret hükmü kurulurken toplam dava değeri 34.088,52 TL olduğu kabul edilerek kabul ve ret oranına göre yargılama gideri ve harca hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile dava değerinin 67.925,91 TL olduğu kabul edilerek davalı aleyhine gereğinden fazla harca hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda bir numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, iki nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi