Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/171
Karar No: 2020/1343
Karar Tarihi: 17.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/171 Esas 2020/1343 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, davacının davalıdan kiraladığı arazi üzerine yaptığı binanın davalı tarafından yapılmış gibi belediye kayıtlarına işlendiğini, yıllarca haksız olarak bina kira parası tahsil edildiğini ve kiralanan arsanın Hazine'ye ait olduğunu belirterek, arsanın kime ait olduğu, binanın müvekkili tarafından ne zaman yapıldığı, tadil edildiğinin ve bedelinin kime ait olduğunun tespit edilmesini talep ettiği ve aynı zamanda ödenen kira bedellerinin istirdatını istediği bir dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve davalının temyizi üzerine Yargıtay'a gitmiştir. Yargıtay, kira sözleşmesi ile aynı döneme rastlayan ecrimisil ödelemeleri saptanarak, ödenen ecrimisil bedeli, ödenen kiradan düşükse ecrimisil miktarında, ödenen ecrimisil bedeli ödenen kiradan fazla ise ödenen kira miktarında istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Ancak mahkeme, dava tarihinden sonraki dönemi de kapsar şekilde hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar vermiştir. Bu nedenle Yargıtay, kararın bozulmasına ve davacının ödediği kira bedelini geçmemek kaydıyla ecrimisil dönemine isabet eden ecrimisil tutarı kadar kira bedelinin iadesine
3. Hukuk Dairesi         2020/171 E.  ,  2020/1343 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı dava dilekçesinde özetle; 1987 yılında davalıdan sadece dört ana kolonu dikili olan taşınmazı kiraladığını, iki dükkanı ise dava dışı kişilerden devraldığını, bu üç dükkanda lokantacılık faaliyetini sürdürdüğünü, davalıdan kiralanan arsa üzerine masraflarını kendisi karşılayarak binalar inşa ettirdiğini ancak yaptırdığı binanın davalı tarafından yapılmış gibi belediye kayıtlarına işlendiğini, yıllarca haksız olarak bina kira parası tahsil edildiğini, kiralanan arsanın Hazine"ye ait olduğunu, bu şekilde yine haksız olarak arsa için kira bedeli de tahsil edildiğini, Hazine’nin geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedeli tahakkuk ettirdiğini belirterek öncelikle arsanın kime ait olduğunun, binanın müvekkili tarafından ne zaman yapıldığının, tadil edildiğinin ve bedelinin kime ait olduğunun tespit edilmesini, davalıya borçlu bulunmadıklarının tespiti ile ilgili dükkan için ödenen her türlü tahsisat ve kira bedellerinin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesine tescil edilmeden önce Değirmenköy Belediye Başkanlığı tarafından dükkanlar inşa ettirildiğini, davalı tarafından yaptırılan dükkanların kiraya verilmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığını, kiraya verenin malik olması gerekmediğini, davacının sözleşmenin feshine dair bir irade göstermediğini, kira sözleşmesinin halen ayakta olduğunu, hazinenin talep ettiği ecrimisil bedelinin belediye tarafından yaptırılan dükkanlar için değil arazi nedeniyle talep edildiğini, davacı ile düzenlenen kira sözleşmesinin arsaya ilişkin olmayıp dükkana ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kiraya veren malik olmasa da kira ilişkisinin geçerli olduğu ve tarafları bağladığı, malikin bir başkası olduğunun ortaya çıkmasının yerine getirilen edimlerin iadesini gerektirmediği, dükkanları davacının yapmış olduğu kabul edilse bile hazineye ait arazinin
    üzerinde bütünleyici parça niteliğinde olması nedeniyle ödenen kira bedellerinin iadesi gerekmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine dairemizin 2017/2218 E 2017/3444 K sayılı ilamı ile kira sözleşmesinin feshedilmediği veya iptali davası açılmadığı sürece geçerli olduğu, kiraya verenin 6098 Sayılı TBK.’nun 309. maddesinde düzenlen zapta karşı tekeffül yükümlülüğü nedeniyle kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlü olduğu, davacı kiracının Hazine’ye ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesinin zorunlu olduğu ve bu nedenle mahkemece, kira sözleşmesi ile aynı döneme rastlayan ecrimisil ödelemeleri saptanarak, ödenen ecrimisil bedeli, ödenen kiradan düşükse ecrimisil miktarında, ödenen ecrimisil bedeli ödenen kiradan fazla ise ödenen kira miktarında istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak bu doğrultuda bilirkişi raporu aldırılmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 10.000 TL kira bedelinin davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istirdat ve diğer taleplerin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Dava 28.02.2013 tarihinde 10.000 TL’nin tahsili talebiyle açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 21.06.2006-20.06.2011 ile 21.06.2012-20.06.2017 tarihleri arasında ödenen kira bedeli aslı ve gecikme faizi toplamının 16.792,36 TL olduğu, aynı dönem için ödenen ecrimisil bedeli toplamının ise 65.696,92 TL olduğu hesaplanmış ve istirdadına karar verilebilecek tutarın ödenen kira bedeli tutarı olan 16.792,36 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafça da bu tutar üzerinden ıslah yapılmıştır. Mahkemece bilirkişi raporundaki hesaplama esas alınmış ancak bozma sonrası yapılan ıslahın kabul edilemeyeceği belirtilerek ıslah talebi reddedilmiş ve 10.000 TL tutarında ödenen kiranın istirdatına karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar.  Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır.  Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.  
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davanın açıldığı tarihten sonraki döneme ait kira bedelleri ve ecrimisil ödemeleri de hesaplamaya dahil edilmiş olup rapor bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Davalının sorumluluğu; davanın açıldığı tarihe kadar, ecrimisil tahakkuk edilen dönem bakımından aldığı kira bedelini geçmemek üzere kiracı davacının ödediği ecrimisil parası ile sınırlıdır. Bu durumda mahkemece; davacının ödediği kira bedelini geçmemek kaydıyla ecrimisil dönemine isabet eden ecrimisil tutarı kadar kira bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden sonraki dönemi de kapsar şekilde hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı taraf yararına HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi