Esas No: 2021/68
Karar No: 2021/886
Karar Tarihi: 10.03.2021
Danıştay 13. Daire 2021/68 Esas 2021/886 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/68
Karar No:2021/886
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Köyü Köy Tüzel Kişiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … İşleri Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi’nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Çoruh Projeleri 26. Bölge Müdürlüğü'nce 05/02/2020 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen … ihale kayıt numaralı “Yeni Yusufeli İlçesi İçme Suyu İsale Hattı İkmali” yapım işi ihalesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı tarafından dava konusu ihale işleminin haricen öğrenilmesine binaen iptal edilmesi talebiyle 31/08/2020 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun 11/09/2020 tarihinde reddedildiği, dolayısıyla söz konusu ihaleden idari başvuruda bulunduğu 31/08/2020 tarihinde haberdar olduğu görülen davacının, ivedi yargılama usulüne tâbi davalarda, idari dava açma süresini durduran idari makamlara başvuruyu düzenleyen 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi hükmünün uygulanmayacağı dikkate alındığında, 31/08/2020 tarihinden itibaren ivedi yargılama usulüne dair 30 günlük dava açma süresi içerisinde en geç 30/09/2020 tarihinde dava açması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 20/10/2020 tarihinde açmış olduğu işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle süre aşımı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu ihale ve projelerin hukuka aykırı olduğu, idareye yapılan başvuru dilekçesinde dava konusu ihale ve proje numarasının olmadığı, söz konusu yörede böyle bir ihalenin yapılacağı bilgisi dolaştığından ihalenin durumunun ne olduğunun bilinmemesinden dolayı davalı idareye yapılan başvuruda ihale numarasına ilişkin beyanda bulunulmadığı için ihalenin 31/08/2020 tarihinde öğrenildiği şeklinde yorumlanamayacağı, davalı idarenin 11/09/2020 tarihli cevap yazısında da bu projelere ilişkin ihale numarası ve bilgisinin yer almadığı, söz konusu bölgede birden fazla ihale yapıldığı ve bunlar bir bütün olarak ele alındığında mahkemece dava dilekçesinde açık şekilde belirtilen … sayılı ihalenin öğrenme tarihinin 31/08/2020 tarihi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, dava açma tarihi olan 20/10/2020 tarihinde anılan ihalenin öğrenildiği, başvuru dilekçesinde bu bölgede yapılması planlanan tüm proje ve ihalelerin iptalinin istenildiği, bu bölgede yapılan ihale ve projeler ile ilgili köy tüzel kişiliği bilgilendirilmediği için Anayasa'nın 40/2. maddesi hükmü gereği bilgilendirme yükümlülüğünün ihlâl edildiği, Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden sonra başlatılacağı hükmü çerçevesinde, usulüne göre tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgilerce öğrenilen işlemler üzerine özel dava açma süresinin değil, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda açıkça belirtilen ve ilgilerce bilindiği kabul edilen genel dava açma süresinin işletilmesinin gerektiği, istekli ya da aday konumunda olmayan davacı köy tüzel kişiliğine ihale sürecine ilişkin yazılı bildirim yapılmadığı için Anayasa'nın 40/2. maddesi hükmü uyarınca ne kadar sürede hangi merciye başvurması gerektiğini bilmesinin mümkün olmadığı, bakılan davada 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinde öngörülen özel dava açma süresinin aranmasının hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, süresinde açılmayan davanın reddi yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi’nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 10/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Anayasa'nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin "yazılı bildirim" tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin "altmış gün" olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin "otuz gün" olduğu öngörülmüştür.
Diğer yandan ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, 05/02/2020 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen … ihale kayıt numaralı dava konusu yapım işi ihalesinin davacı tarafından 31/08/2020 tarihinde haricen öğrenildiği, sonrasında davacı köy sınırları içerisinde yer alan akarsudan su alınmasına ilişkin olarak yapılan söz konusu ihale ve bu kapsamdaki projelerin iptali istemiyle yapılan başvurunun 11/09/2020 tarihinde davalı idarece reddedildiği, bakılan davanın ise 20/10/2020 tarihinde açıldığı görülmektedir.
Davacının, kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiğinde kaç gün içinde hangi merciye başvurulacağını ya da doğrudan dava açılıp açılamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, 31/08/2020 tarihinde öğrendiği ihalenin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde 20/10/2020 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.