20. Hukuk Dairesi 2013/2302 E. , 2013/6452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 02.08.2006 tarihli dilekçe ile açtığı davada; 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, Yeşildere Köyünde 491 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp, Hazine adına tesbit tutanağı düzenlenerek kısmî ilâna çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik olan taşınmaz, orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davaya konu olan yer hakkında 436 ada 4 parsel numarası ile düzenlenen kadastro tespit tutanağı, kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğu nedeniyle malik hanesi açık olarak mahkemeye gönderilmiş, mahkemece, davalıların kabul beyanı nedeniyle davanın kabulü ile orman niteli ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, davalıların davayı kabul etmesi nedeniyle taşınmazın orman olarak tesciline karar verilmiş ise de, yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırmasının kısmî ilânı sırasında davacı ... Yönetiminin açtığı dava nedeniyle davalı parsele ait kadastro tutanağının malikhanesinin açık olarak tesbitinin yapıldığı, davalılar ..., ... ve ...’ın taşınmazın zilyetleri olarak tespit edildikleri anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesine göre, “Kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tesbiti yapılmadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde, hâkim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür...” düzenlemesi gereğince, taşınmazın malikhanesi açık olduğundan hâkim gerçek hak sahibini belirlemek için gerekli araştırmayı re"sen yapmak zorundadır. Her nekadar, taşınmaza zilyet oldukları belirtildiği için davaya dahil edilen ... ve arkadaşları davayı kabul etmişler ise de, taşınmazın gerçek hak sahipleri olup olmadıkları belirlenmediği için davayı kabule yetkili olup olmadıkları da bu aşama da henüz belli değildir. Bu nedenle, taşınmazın malikhanesi açık olduğu için davanın kabulü hukuki bir sonuç doğurmaz. Kaldı ki, gayrimenkul davalarında taşınmaz başında keşif yapılıp kişiler taşınmazı beş duyu organları ile görüp gerçek anlamda idrak etmeden duruşma sırasında zanna dayalı olarak yapılacak
beyanlarda hataya düşmeleri kuvvetle mümkün olduğundan, iradeyi fesada uğratan bu tür yanılma hallerinde (TBK. m. 30 vd.) HMK. m. 311 hükmü uyarınca kabulün iptali istenebilecektir. Davalıların bu yönde beyanları olduğu da anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece, Kadastro Kanunun 30/2. maddesi gereğince gereken bütün deliller toplandıktan sonra taşınmaz başında keşif yapılarak gerçek hak sahipleri ile niteliği belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.