18. Ceza Dairesi 2016/18526 E. , 2019/1428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; sanığın polis memuru ...’ye ve olayın devamında kendisini muayene etmek isteyen doktora yönelik hakaret ettiği şeklinde kabul edilen eylemlerinin bir bütün halinde hukuki olarak tek bir suçu oluşturması nedeniyle, TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekirken, iki kez hakaret suçundan ceza tayin edilmesi,
2- UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada; sanık hakkında 20/12/2012 tarihinde düzenlenen iddianameye istinaden Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/07/2013 gün, 2012/355 Esas, 2013/265 sayılı Kararı ile yargılamaya konu eylemlerinin hemen öncesinde gerçekleştirdiği trafik polisleri ... ve ...’ye yönelik eylemleri nedeniyle zincirleme biçimde görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetine dair hükmün Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 13/01/2016 gün, 2015/8408 Esas, 2016/272 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği anlaşılmakla, bahse konu dosyanın aslının veya onaylı örneğinin bu dosya arasına konularak birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre zincirleme suç ve mahsup hükümleri de nazara alınarak hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunmayan sanık hakkında uygulama maddesinde seçimlik ceza yaptırımı öngören hakaret suçunda gerekçe gösterilmeksizin doğrudan hapis cezasının tercih edilmesi,
b) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.