20. Ceza Dairesi 2018/5435 E. , 2019/4321 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : GÖNEN (BALIKESİR) Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası : 30/01/2018- 2017/387 esas ve 2018/39 karar
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamında yer alan sanığın inkara yönelik savunmaları ve duruşmada tanık sıfatı ile dinlenen tutanak düzenleyicileri Halil Özkan ve Celalettin Yılmaz"ın "Kaçarken bir şey atar gibi yapan sanığın, aralarındaki mesafe nedeni ile ne attığını tam olarak göremediklerine" ilişkin beyanları birlikte dikkate alındığında; olay tutanağının içeriğine göre, sanığın olay günü saat 21.30 sıralarında kolluk görevlilerinden kaçarken eliyle bir şey atar gibi yaptığı yerde, sonradan yapılan araştırma sonucu ele geçirilen beyaz poşet içerisinde 145,5 gram AM-2201 etken maddesi içeren uyuşturucu maddenin, sanığa aidiyetinin kesin olarak tespit edilememesi ve olaydan sonra sanıktan alınan idrar örneğinin analizinde, THC ve MDMA etken maddelerine rastlanması karşısında, mahkemenin suç niteliğine ilişkin kabulünde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki, "eylemin "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu oluşturabileceği düşüncesiyle, üst dereceli mahkemeye görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine" ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
1) Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürülüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2) Dairemizin 22/05/2017 tarihli, 2015/8079 esas ve 2017/3225 karar sayılı bozma ilamına uyulduğu halde;
a- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan; bu husus Cumhuriyet Başsavcılığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğü kanalıyla araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması,
b- "2)a" nolu bozma nedenine göre araştırılma yapılmasının ardından 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca "kamu davasının düşmesi" koşullarının bulunmadığının tespit edilmesi halinde; somut olayda temyize konu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadığı anlaşılan sanık hakkında, hükümden önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmesi gerektiği halde, sanığın "sabıka kaydındaki ilamlar nedeni ile bir daha suç işlemeyeceği kanaati oluşmadığı" gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3) Kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, TCK"nın 191/1. maddesi uyarınca temel hapis cezasının "1 yıl hapis cezası" yerine, maddi hata sonucu "1 hapis" şeklinde yazılması,
4) 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK"nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.