10. Hukuk Dairesi 2014/8068 E. , 2015/5771 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, yurtdışı borçlanmasının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında geçerli olduğunun tespiti ile 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi....... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 79"uncu maddesiyle değişik 3201 sayılı Kanunun 3"üncü maddesi “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa ......na, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar…” hükmünü içerirken; yine aynı Kanunla 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesine 4"üncü fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir.
Anılan 5754 sayılı Kanun ile, 3201 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3"üncü maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece, Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Anılan düzenlemeyle, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Kanuna dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Yani kişinin yurtiçinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi sigortalılığı var ise talep tarihi itibariyle en son sigortalılık haline göre 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapacaktır.
Somut olayda; davacıya, 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında yurtdışı borçlanması ile bu madde kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; davacının, 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesine göre borçlanma bedelinin ödenmesinden önce, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olup olmadığı araştırılmalı, yurtiçinde herhangi bir sigortalılığı bulunmadığı anlaşılır ise; 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanmasının anılan 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık statüsünde kabul edilmesi ve bu madde kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması mümkün bulunmadığı gözetilmelidir. Bu nedenle; Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.