Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1300 Esas 2020/3615 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1300
Karar No: 2020/3615
Karar Tarihi: 17.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1300 Esas 2020/3615 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, kazada ağır yaralandığını ve bakıma muhtaç bir şekilde hayatını devam ettirdiğini belirterek 4.000 TL maddi tazminat ve 40.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Mahkeme, manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile takdir edilen 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiştir. Ancak, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda belirtilen özellikler göz önünde tutulmadan takdir edilen manevi tazminatın hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazlarının kabul edilmesi sonucu hüküm BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi.
17. Hukuk Dairesi         2018/1300 E.  ,  2020/3615 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin kaza nedeniyle hayati tehlike geçirecek kadar ağır derecede yaralanmış olduğunu, davalı ..."ün sevk ve idaresindeki aracın müvekkilinin kullandığı şeride tecavüz etmesi neticesinde kazanın meydana geldiğini, davalının asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza neticesinde iki bacağında da (kalça kırığı) parçalı olarak kırıklar meydana gelmiş olduğunu, bacaklarından 4 defa ameliyat olmuş iki bacağına da platin takılmış olduğunu, tedavisinin ilk 6 ayında iki yardımcı müvekkilinin tüm bakım ve ihtiyaçlarını karşılamış olduğunu, bu süreçten sonra 15 günde bir kontrole gittiğini, tüm buraya kadar ki aşamalarda ambulans masraflarını, taksi ücretlerini, iğne ücretlerini, refakatçilerin yemek ve ihtiyaçlarını, bakıcı ücretlerini ve yol ücretlerini müvekkilinin kendi bütçesinden karşılamış olduğunu, davacı ailesinin geçimini çiftçilik yaparak sağlamakta olduğunu, müvekkilinin son bir yılının hastanelerde geçmiş ve ailesine hiçbir katkı sağlayamamış olduğunu, sürekli olarak iş göremez halde olduğunu, hiçbir işte çalışamamakta olduğunu ve bakıma muhtaç bir şekilde hayatını devam ettirdiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla yol masrafları için 1.000,00 TL, bakıcı gideri için 1.000,00 TL, tedavi masrafları için 1.000,00 TL, çalışma gücünün kaybı nedeniyle 1.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, çektiği
    elem ve ızdırap için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı ..."den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında maddi tazinat talebini 18.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maluliyet tazminatı, ulaşım, tedavi, bakıcı gideri toplam 59.505,08 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davacının Manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile takdiren 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
    karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.