13. Hukuk Dairesi 2013/21404 E. , 2013/25380 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalının,.... Emlakçılar odasına kaydının olmadığı halde emlak ve otomotiv işleri ile uğraştığını, dava dışı... Emlak isimli firmanın aracı olduğu iskansız ve dava dışı Suat Çeperli"ye ait dükkanı kendisi satıyormuş gibi satışa çıkardığını, daireyi almak amacıyla davalıyla görüştüğünü ve komisyon akdi düzenlendiğini, toplamda 5.000,00 TL para verdiğini, bu dükkanın iskansız ve krediye uygun olmadığını öğrendikten sonra paranın geri ödenmesini talep ettiğini ancak ödeme yapılmadığını, ortada geçerli bir sözleşmenin olmadığını ileri sürerek, verdiği 5.000,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davaya konu dairenin dava dışı ... Uzun"a ait 125 ada, 114 parselde kayıtlı daire olup, davacıdan alınan cayma akçesinin de satıcı ..... Uzun"a teslim edildiğini, davacının husumetini ... Uzun"a yöneltmesi gerektiğini, kendisinin komisyoncu olduğunu savunarak davanın husumet sebebiyle reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davasında, davalı ile yaptığı tellallık sözleşmesi gereğince kendisinden peşin olarak alınan 5.000 TL nin sözleşmenin iptali nedeni ile iadesini istemiş, davalı ise kendisinin komisyoncu olduğunu, alınan paranın dava dışı alıcıya verildiği belirterek davanın husumet nedeni ile reddini dilemiştir.
2013/21404-25380
İncelenen dosya içeriğine göre ; davacı ile davalı arasındaki tanzim edilen “.... Verilmesine Dair Akid” başlıklı sözleşmelerin 11.06.2011 ve 13.06.2011 tarihli olup, dava konusu taşınmazın satışına dair harici olarak düzenlenmiş olduğu, sözleşmeden vazgeçme halinde, davacıdan peşin olarak alınan toplam 5.000 TL cezai şart’ın iade edilmeyeceğinin belirtildiği, mahkemece hükme esas alınan bir diğer sözleşmesinin ise 15.06.2011 tarihli olup, davalı firma ile dava dışı taşınmaz sahibi olduğu ileri sürülen dava dışı ... arasında tanzim edildiği, buna göre g.menkul satış sözleşmesi başlıklı belge ile 5.000 TL kaparonun davalı tarafından dava dışı ...’e verildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece 15.06.2011 tarihli sözleşme esas alınmak sureti ile davacıdan alınan paranın dava dışı satıcıya verilmiş olduğu gerekçesiyle, davanın husumet nedeni ile reddine karar verildiği anlaşılmış ise de; anılan sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı bu nedenle davacı ile davalı arasında hüküm doğurucu nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla, davanın husumet nedeni ile reddi doğru değildir. Öte yandan davacı ile davalı arasında tanzim edilen 11.06.2011 ve 13.06.2011 tarihli sözleşmeler kapsamında davacıdan alınan toplam 5.000 TL nin cayma akçesi niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersiz olup, (MK.705, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri) bu nedenle taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümleri bakımından iade ile yükümlü oldukları gözetilerek mahkemece işin esasına girilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, yukarıda açıklanan yönler gözetilmeksizin davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.