
Esas No: 2021/9409
Karar No: 2022/655
Karar Tarihi: 02.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9409 Esas 2022/655 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/9409 E. , 2022/655 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; '' ...çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapıldığından hak düşürücü sürenin de 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde düzenlendiği şekilde olacağından, davacının kadastro öncesi hukuksal nedenlere tutunarak 30 günlük askı ilân süresinden sonra 10 yıl içinde eldeki davayı açtığı anlaşıldığından tarafların delilleri toplanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda "Davanın kabulüne, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan 102 ada 487 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan 30.05.2017 düzenleme tarihli rapor ve rapora ekli krokide "davalı" olarak gösterilen 1.676,33 m² lik kısmın orman parselinden çıkarılarak davacının aynı yer 128 ada 5 parsel sayılı taşınmazına eklenmesine, davacı adına kayıtlı 128 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 4.500,08 m²+1.676,33 m²=6.176,41 m² olarak, davacı adına 128 ada 5 parselde tapuya tesciline, fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan 30.05.2017 düzenleme tarihli rapor ve rapora ekli krokinin ilamın eki sayılmasına,..." karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu vardır.
Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz bölümlerinin 102 ada 487 sayılı orman parseli içerisinde kaldığı belirlenmiş olup, 102 ada 487 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtları dosya içerisinde bulunmadığı gibi, hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde, 102 ada 487 parsel sayılı taşınmazın tamamını gösteren tek pafta üzerinde gösterim yapılmadığından hükmün denetlenmesi, mümkün olmamıştır. Dosya kapsamında bulunan 30.05.2017 tarihli rapor ekinde 102 ada 487 parsel gösterilmiş ise de, çok küçük bir paftada gösterilip, komşu taşınmazlar pafta üzerine yazılmadığından hüküm ve bilirkişi raporlarının denetlemeye elverişli olduğundan sözedilemez.
Ayrıca hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın 1955 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarındaki konumu incelenmiş ve orman sayılmayan yerlerden olduğu tespit edilmiş ise de, memleket haritalarının incelenmediği ve rapor ekinde hava fotoğrafı ile kadastro paftasının aynı ölçekte çakıştırılmış görüntüsüne ve dava konusu 102 ada 487 parsel sayılı taşınmazın tümü ile komşu taşınmazların görüntüsüne yer verilmediğinden rapor denetlenememektedir. Ayrıca, keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişiler ile davacı tanıkları, çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu beyan etmişler ise de, söz konusu beyanların denetlenmesi ve zilyetlik koşullarının belirlenmesi açısından taşınmazların kadastro tespitinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumu incelenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu 102 ada 487 parsel sayılı taşınmazı komşularıyla birlikte gösteren kadastro paftası, tedavüllü tapu kayıtları, komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri, en eski tarihli ve tespitten 5-15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek 3 orman mühendisi bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazlar, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar- ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, taşınmazların orman içi açıklık olup olmadıklarını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir şekilde tüm orman parselini ve dava konusu yerlere komşu kadastro parsellerini gösteren, rapor eki paftada dava edilen taşınmazları harflendirmek suretiyle gösteren rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak ve taşınmazların orman içi açıklık vasfında olup olmadıkları, orman içi açıklıkların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinilemeyeceği de değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazıl şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.