Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13571
Karar No: 2019/3498

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/13571 Esas 2019/3498 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/13571 E.  ,  2019/3498 K.

    "İçtihat Metni"

    ........
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; ...... sınırları içerisindeki 485 ada, 2 parsel ve 489 ada, 17 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında "mera" vasfıyla olarak ..... adına tespit edildiğini, kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalması nedeniyle müvekkilince komisyon kararına itiraz edilmiş ise de itirazlarının yeterli inceleme yapılmadan reddedildiğini beyan ederek; mera olarak tespit edilen 485 ada, 2 numaralı parsel ile 489 ada, 17 numaralı parsellerin kaydının iptaliyle, kesinleşmiş orman sınırları içinde kalan yerlerden olması nedeniyle her iki parselin de orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; 1999 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonrasında yapılan ilana süresi içerisinde itiraz edilmediğinden dava konusu edilen parsellerin kadastro tespitlerinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12. maddesi uyarınca 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra 20/01/2000 tarihinde kesinleştiği, aynı Kanunun 12/3. maddesine 25/02/2009 tarihinde 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile eklenen; "Bu hüküm, iddianın ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişilikleri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır." hükmü uyarınca tarafların sıfatına bakılmaksızın anılan hükmün uygulanacağı, kesinleşen kadastro tespitinin üzerinden davanın açıldığı tarih itibariyle 10 yılı aşkın zaman geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede; 3402 sayılı Kanun uyarınca 1999 yılında yapılıp, tespit tutanaklarına itiraz edilmediğinden 21/01/2000 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
    Mahkemece; çekişmeli parselin kadastro tespitinin askı ilânını takiben, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ve çekişmeli parselin kadastro tespitlerinin kesinleşmesinden sonra 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreler geçmiş ise de; 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen; "Bu hüküm, iddianın ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişilikleri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır." hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmünün, Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edildiği, gerekçeli iptal kararının 23 Temmuz 2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olduğu ve temyiz incelemesine konu edilmesi nedeniyle eldeki davanın ise henüz kesinleşmemiş olmakla halen derdest olduğu açıktır.
    ..........

    Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddelerinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve bu maddeler özel şahıslar ile Orman Yönetimi ve Hazine arasında bir ayrım da içermemekte ise de, “kamu malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini almıştır. (Örneğin: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 08.05.1987 tarih 1986/3 E. - 1987/4 K. sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. - 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. - 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 E. - 4268 K.; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911 E. - 3034 K; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün 2008/1564 E. - 5261 K. sayılı kararları) "Kamu malı" kavramıyla ilgili en açık ve ayrıntılı yasal düzenleme, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16. maddesinde yer almakta, bu maddede “Kamu Malları” başlığı altında, kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemeler bulunmakta, buna eş düzenlemelere 743 sayılı Medeni Kanunun 641 ve 912. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 715. ve 999. maddelerinde yer verilmektedir. 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanların, kadastro çalışmaları sırasında ne şekilde işleme tâbi tutulacaklarını açıklamaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.1988 gün 1988/1-825 E. - 1988/964 K.; 06.05.1992 gün 1992/1-187 E. - 1992/295 K.; 24.03.1999 gün ve 1999/1-170 E. - 1999167 K.; 22.09.1999 gün ve 1999/1-568 E. - 1999/569 K.; 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. - 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. - 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 E. - 4268 K.; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911 E. - 3034 K.; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564 E. - 5261 K. 27.06.2008 gün ve 2008/4257 E. - 9287 K. 09.10.2008 gün ve 2008/8409 E. - 12530 K., 20.01.2009 gün ve 2008/15375 E. - 519 K. sayılı kararların da değinildiği üzere, gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, kamu malı niteliğindeki orman sayılan alanlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında Hazine ve Orman Yönetimi tarafından açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tâbi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve özel şahıslar ile Orman Yönetimi ve Hazine arasında bir ayrım da içermemekte ise de Orman Yönetimi ve Hazine tarafından açılacak bu tür davaların (10) yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı hususu yerleşmiş Yargıtay kararları ile istikrarlı bir şekilde uygulanmaktadır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, Anayasa Mahkemesinin yukarıda izahı yapılan iptal kararının derdest davalara da uygulanmasının gereği olarak; yürürlükteki mevzuat uyarınca mahkemece yargılamaya devam edilip, işin esasına girilerek tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup, toplanarak, yazılı ve resmi belgeler doğrultusunda yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama, inceleme ve araştırma sonucu alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre tüm deliller ve uygulama birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı düşmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi