20. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/15521 Karar No: 2013/6400
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/15521 Esas 2013/6400 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar adına kayıtlı olan eski bir arazi parselinin kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi sırasında yeni bir ada ve parsel numarası verilmiş ve orman niteliğiyle Hazine adına kayıt ve tescil edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman niteliğiyle tescil edilmesine itiraz ettiği dava sürecinde, daha önce verilen tapu kaydının iptal edilip Hazine adına tescil edildiği bir kararın kesinleştiğini belirtmiştir. Mahkeme, taşınmazın orman niteliğiyle tescil edilmesi hükümlerinin kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak kısa karar ile verilen bu kararın gerekçeli karar ile çelişki oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri olarak; 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi ve 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi yer almaktadır.
20. Hukuk Dairesi 2012/15521 E. , 2013/6400 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Tapuda davalılar adına kayıtlı olan eski ... Mahallesi, eski 2150 parsel sayılı 6870 m² yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması sırasında 28074 ada 53 parsel sayısı, 6851,31 m² yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 28.09.2010 - 27.10.2010 tarihleri arasında ilân edildiği tutanak arkasına yazılmıştır. Davacı ... Yönetimi vekili, yörede 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda çekişmeli parselin tamamının orman tahdidi içinde bırakıldığı iddiasıyla, tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmış; yargılama aşamasında ise, asliye 2. hukuk mahkemesinin 2004/447 Esas - 2008/175 Karar sayılı ilâmı ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini savunmuştur. Mahkemece, kesin hüküm gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 28074 ada 53 parselin orman idaresi lehine orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin hüküm kesinleştiğinden, mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, Kadastro Kanununun 31/son maddesi uyarınca belirlenen 100"er TL vekâlet ücretlerinin davacıdan alınarak davalı ... vekili ile davalı ... vekiline ayrı ayrı verilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir. Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda “davacının davasının kesin hüküm nedeniyle reddine” dendiği halde, gerekçeli kararda “6100 sayılı Kanunun 303. maddesi uyarınca kesin hüküm mevcut olduğundan davanın reddine, dava konusu .... Mevkii, eski 2150 parsel yeni 28074 ada 53 parsel sayılı taşınmazın, Orman Yönetimi lehine orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline ilişkin kararın kesinleştiğinden, mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” denmiştir. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.