3. Hukuk Dairesi 2012/21817 E. , 2012/25820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, süresi geçtikten sonra yapılan temyiz talebinin HMK.426/f maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların ... 3.Aile Mahkemesi"nin 2004/857 Esas, 2005/330 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı eşe hüküm kesinleştikten sonra geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL yoksulluk ve çocuğa aylık 200,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, masrafların artması ve müvekkilinin bulunduğu yaşam koşullarına göre, davalının oldukça iyi bir geliri olduğunu belirterek, 100 TL yoksulluk nafakasının aylık 400 TL"ye, iştirak nafakasının aylık 600 TL"ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.Davalı; lise terk bir insan olduğunu, kendi vasıflarında bir insanın iddia edildiği gibi 3000 TL maaş almasının mümkün olmadığını, davacının babasından maaş alma hakkı olduğunu, talep edilen nafaka miktarını ödeyemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yoksulluk nafakasının 300,00 TL"ye, iştirak nafakasının 500,00 TL yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Hüküm davalıya Tebligat Kanunun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş ise de, komşunun isim ve adresi belirtilmediğinden yapılan tebliğ işlemi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, mahkemenin temyiz talebinin süre yönünden red kararı kaldırılarak, temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davada aradan geçen zaman içinde gelişen ve tarafların ekonomik sosyal durumunu değiştiren özel olaylar, nedenler, gelir ve giderlerde olağan dışı artış olduğu iddia ve ispat edilmemiş, paranın değer kaybetmesi nedeniyle nafaka artışı istenmiştir.
Somut olayda, davacı ve müşterek çocuk davacının annesiyle birlikte yaşamaktadır. Davacının evi ve yetim maaşı, annesinin maaşı vardır Davalı ise, annesiyle yaşayan 870,00 TL maaş alan işçi olup, maaşından başka geliri tespit edilememiştir. Gerçekleşen bu sosyal ve ekonomik durumları, davalının ayrıca iştirak nafakası ödemesi, yoksulluk nafakasının niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.Bu itibarla 6100 Sayılı HMK.un geçici 3.maddesinde düzenlenen "Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmü gereğince yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.