Esas No: 2021/6466
Karar No: 2022/699
Karar Tarihi: 03.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6466 Esas 2022/699 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir arsanın kendi kullanımında olduğunu ve tescil harici bırakılan kısmının kendi kullanımında bulunduğunu iddia ederek Kadastro Mahkemesine dava açtı. Asliye Hukuk Mahkemesi, taşınmazın davacının kullanımında olduğuna dair karar verdi. Bu karar, davalı tüzel kişi tarafından istinaf edildi. Bölge Adliye Mahkemesi, kullanım kadastrosu yapılmayan yerlerde kullanıcı şerhinin verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtti ve İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırdı. Ancak bu karar, istinaf incelemesinde sadece yargılama giderleriyle ilgili itirazlara odaklanması gerektiği kuralını ihlal ettiği için bozuldu. 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi, 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi, kararda geçen kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği ... Köy Muhtarı tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 415 ada 3 parsel sayılı 4663 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1995 yılından beri davacı ...’un kullanımında olduğu şerhi yazılarak, Maliye Hazinesi ... tespit edilmiştir.
Davacı ..., ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 415 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, 1995 yılından beri kendisinin kullanımında olduğunu, tespit sırasında taşınmazın bir kısmının köy yoluna dahil edilerek tescil harici bırakıldığını ileri sürerek, yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın kendi kullanımında bulunduğuna dair zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince, dava konusu taşınmaz yol olarak bırakılarak hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden bahisle verilen görevsizlik kararı uyarınca dava dosyasının gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; tanık ve mahalli bilirkişi beyanları uyarınca taşınmazın davacının kullanımında olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği ... Köy Muhtarı tarafından yargılama gideri yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosu yapılmayan yerlerde kullanıcı şerhinin verilemeyeceği, öncelikle idareye başvurarak kullanım kadastrosu yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ve ... bu karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyanın esasına ilişkin olarak inceleme yapılmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen bu karar usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; istinaf incelemesinin kapsamını düzenleyen, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesinde “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği ... Köy Muhtarının İlk Derece Mahkemesi kararını sadece yargılama gideri yönünden istinaf ettiği anlaşılmakta olup, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak ..., HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf isteminin kamu düzenine aykırılık hali hariç istinaf sebepleriyle sınırlı olarak inceleme yaparak sonucuna göre karar verilmesidir. Kamu düzeninin gerektirdiği hâller dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir hususun Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılması hukuken mümkün bulunamamaktadır.
Bir kuralın kamu düzeni ile ilgisi, ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve tarihsel gerçeklerine göre belirlenmektedir. Diğer bir anlatımla, sözü edilen gerçekler, kuralın vazgeçilmezliğini, toplumsal yararını ve hukuk düzeninin korunmasına yönelik amacını ortaya koyuyorsa, kuralın kamu düzeni ile ilgisi olduğu kabul edilmelidir. Bilimsel içtihatlarda, kamu düzeninin zamana ve mekâna göre değişiklik gösterdiği kabul edilmekte olup, devletlerin vazgeçemeyeceği temel ilkelerde kamu düzenine ilişkin olarak değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Kamu düzenine ilişkin hükümler, toplumun veya genel bir grubun menfaatlerini sağlamaya ve korumaya yönelik kurallar olmakla bu kuralların temelinde kamu yararının, genel ahlak ve adabın ve zayıfların korunması düşüncesi bulunmaktadır. (HGK 22.03.2022 tarihli ve 2022/11-86 Esas, 2022/355 Karar). Belirtilen kapsam çerçevesinde yapılan değerlendirmede; dava şartlarında eksiklik bulunması (mahkemeye, taraflara ve davaya ilişkin), verilen hükmün infaza elverişli olup olmaması, harç tamamlanmasına ilişkin hususlar gibi sayma suretiyle sınırlanamayan benzeri haller kamu düzeni kavramı içinde kabul edilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilen, çekişmeli taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında tespit harici bırakılmasına rağmen Mahkemece kullanım kadastrosu yapacak şekilde hüküm tesis edilmesinin, 6100 sayılı HMK' nın 355/1. Maddesinde ifadesini bulan ve istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağına ilişkin genel düzenlemenin istisnasını teşkil eden "Kamu Düzenine Aykırılık" olarak kabul kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Köy Tüzel Kişiliği tarafından ilk derece mahkemesinin hükmüne karşı sadece yargılama giderlerine yönelik olarak istinaf talebinde bulunulduğu gözetilmeksizin, istinaf incelemesinin kapsamını düzenleyen 6100 sayılı HMK' nın 355/1. maddesinde ifade edilen "Kamu Düzenine Aykırılık" kavramının hatalı olarak yorumlanması suretiyle, dosyanın esasına girilerek yazılı gerekçeyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 07.03.2019 tarih ve 2018/2186 Esas 2019/433 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.