3. Hukuk Dairesi 2012/20978 E. , 2012/25810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde şimdilik 16.000,00 TL (ıslahen 45.537,83 TL) alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 31.851,83 TL için kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; davalıya ait daireyi 16/01/2000 tarihinde kiraladığını, kiralanan dairenin esaslı onarımının müvekkil davacı tarafından yapıldığını ve haricen 02/11/2006 tarihinde satış sözleşmesi yapıldığını, davalının önce kiralayıp sonra sattığı dairenin işgal edildiğini öğrendiğini iddia ederek işgalin sona erdirilmesi için ... Kaymakamlığına 24/02/2009 tarihinde başvurduğunu, bu talebin reddedildiğini, satış sözleşmesinin haricen yapılmış olması nedeniyle taşınmazın tapusunun alınmasının hukuken mümkün olmadığını, ancak Yargıtay kararları gereği denkleştirici adalet ilkesinin uygulanarak fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla ödenen satış parası ile yapılan masraflar nedeniyle 16.000.TL."nin (ıslahen 45.045,41 TL"nin) tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı 20/05/2010 günlü celsede 16.000.TL."yi ödemeyi kabul ettiğini ve beyanla imzası ile tasdik etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, davacının yaptığı iyileştirmeler ve ödemelerin güncelleştirilmesi sonucu bulunan rakamın 47.537,83 TL olduğu, bu miktardan davacının kullanımı nedeniyle kira parası olan 15.686,00 TL düşüldüğünde bulunan 31.851,83 TL için davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür ( BK.md 61, TBK.md.77 ).Davacı, geçersiz sözleşme ile satın aldığı ve iyileştirdiği yerin tapu kaydının verilmemesi nedeniyle uğradığı zararın giderimini istemiş; mahkemece de, satım bedeli ve iyileştirme bedeli dava tarihi itibarıyla güncellenerek, dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi yoluna gidilmiştir.
Davacı temyizi yönünden yapılan incelemede; 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı İBK ve davalının satış bedelini iade etmeden kira veya ecrimisil isteyemeyeceği nazara alınmadan davacı alacağından satış tarihi sonrasını da kapsar şekilde kira bedeli indirilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.Davalı temyizi yönünden yapılan incelemede; davacı davaya konu taşınmazı davalıya teslim etmek suretiyle kendisinin fakirleşmesi karşılığında davalının zenginleştiği iddiasında bulunmadığı gibi, davalı temyizinde taşınmazın henüz kendisine teslim edilmediğini savunmuştur. Davacının teslim borcunu yerine getirmeden, davalıdan alacağını isteyemeyeceği düşünülmeden davanın kısmen kabulü doğru görülmemiştir.Ayrıca, yerleşik uygulamada taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini geri isteyebilirlerse de, aradan uzun zaman geçmesi halinde, salt davacının ödediği miktarın iadesine karar verilmesi denkleştirici adalet düşüncesine aykırı olacağından faiz, altın, döviz, işçi ücreti, TÜFE-ÜFE artış oranı ile denkleştirilmiş bedelin belirlenerek iadesi benimsenmiş ise de, taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli de katılarak güncellenmesi, ayrıca davacı tarafından kiracı iken yapılan ve kira sözleşmesine göre kiracı tarafından kiradan düşülmesi kararlaştırılan masrafların yapıldığı tarih itibarıyla miktarı belirlenerek bu saptanan bedele hükmedilmek gerekirken, kullanılmakla eskiyen iyileştirme bedelinin de güncellenmesi doğru değildir.Muaccel borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı veya dava açması ile, sebepsiz zenginleşme de ise sebepsiz zenginleşme tarihinde temerrüde düşer ( BK.md.101, TBK.md 117). Davalı dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği halde, kısmi davada talep edilen ilk alacağa dava tarihinden, ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, alacağın tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi de bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (HMK. geçici üçüncü maddesi nazara alınarak) HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.