17. Hukuk Dairesi 2017/5291 E. , 2020/3610 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait olup, davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın dava dışı Yasemin İğrekgil"in sevk ve idaresinde iken 22/07/2004 tarihinde tek taraflı kazada hasara uğradığını, başvuruya rağmen davalı ... şirketinin ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, trafik kazası tespit tutanağında sürücünün ... olduğu belirtilmiş ise de aracın otel güvenlik görevlisi ... isimli şahsın sevk ve idaresi sırasında kazanın meydana geldiğini, sigortalı aracın kiralık kullanıldığını, davacının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin 16/06/2015 tarih 2013/19879 esas 2015/8787 karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Mahkemece usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama sonucunda davanın kabulü ile 30.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, bozmaya uyularak verilen mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı tazminat talebine ilişkindir.
HUMK’nun 275. maddesinde (6100 sayılı HMK’nın 266. maddesi) “mahkeme, çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Gerçek zarar miktarının tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir.
Mahkemece, davacıya ait sigortalı araçta meydana gelen hasarın tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir. Mal sigortalarında sigorta şirketi gerçek zararla ve poliçedeki sigorta bedeline kadar sorumludur. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek, araç hasarı konusunda uzman bilirkişiden, davaya konu trafik kazası nedeniyle, davacıya kasko sigortalı araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının tesbiti hususunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek ayrıntılı, denetime elverişli gerekçeli, ekspertiz raporu ile hasar dosyasının da değerlendirildiği bir rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bilirkişi incelemesi yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Taraflar arasındaki ilişki, TTK.’nda düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından ve bu tür sözleşmeler TTK.’nun 3. ve 4. maddeleri hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işler kapsamında bulunmasına göre, talep gibi avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.