Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11513
Karar No: 2022/730
Karar Tarihi: 03.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11513 Esas 2022/730 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yerinde bulunduğu ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir. Davada, taşınmazlarının mera olup olmadığı ve zilyetliğin başlangıç tarihinin tespiti gibi konularda yeterli inceleme yapılmadığı, bu nedenle mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişiler ile tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve fotograflarla ayrıntılı rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararının temel dayanağı olan 3402 sayılı Kanun’un 46/1. maddesi ise belirtilen taşınmazların Hazine tapusunun oluşum tarihinde zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunu belirtmektedir.
Kanun maddeleri:
- 3402 sayılı Kanun’un 46/1. maddesi
- 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi
- HUMK'un 440/I maddesi
8. Hukuk Dairesi         2021/11513 E.  ,  2022/730 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle “Mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak belirtmelik tutanağında imzası bulunan muhtar ve bilirkişiler ile önceki keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında dinlenmesi, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığının, zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş biçiminin, süresinin olaylara dayalı olarak adı geçenlerden sorulup saptanması, ifadeleri ile belirtmelik tutanağı arasında aykırılık olursa giderilmesi, ayrıca belirtmelik tutanağında imzası bulunan ... ile davacı ...’ın aynı kişi olup olmadığının araştırılması, aynı kişi ise imzanın davacıyı bağlayıp bağlamadığının değerlendirilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında ..., 744 parsel sayılı taşınmaz hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davaların kabulüne, çekişmeli 1188 parsel sayılı taşınmazın davacı ... ... adına, 744 parsel sayılı taşınmazın 1/2 oranında müdahil ... ve ... adına, 737 ve 872 parsel sayılı taşınmazların miras payları oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece özetle, dava konusu taşınmazların meradan açılmadığı, 3402 sayılı Kanun’un 46/1. maddesi gereğince Hazine tapusunun oluşum tarihinde kadar zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Hükme esas alınan tek kişilik zirai bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların mera özelliği göstermediği belirtilmekle birlikte raporun sonuç kısmında taşınmazlarda uzun yıllardır ekim dikim yapıldığından mera özelliğini kaybettiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla zirai bilirkişi raporundan dava konusu taşınmazların evveliyatının mera olup olmadığı açık şekilde anlaşılamamaktadır. Zira, raporda yer alan taşınmazların mera özelliğini kaybettiği şeklindeki ifadenin taşınmazların evveliyatının mera olduğu anlamına geldiği düşünüldüğünde rapor hem kendi içerisinde hem de taşınmazların evveliyatının mera olmadığını söyleyen yerel bilirkişi beyanları ile çelişkilidir.
    Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile mahallinde yeniden keşif yapılarak, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı, hangi tarihten beri ve ne şekilde kim veya kimler tarafından kullanıldığı, komşu parseller ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı gibi hususlar tek tek sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, keşfe katılacak öncekinden farklı 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazları toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu parsellerden nasıl ayrıldığını ve taşınmazların evveliyatının mera olup olmadığını açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, önceki bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, uzman fen bilirkişisinden ise keşif ve uygulamaları denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmazlar ile komşu parsellerin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye olanak verecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor ile kroki alınmalı, dava konusu taşınmazların evveliyatının mera olduğu belirlendiği takdirde meraların, süresi ne olursa olsun zilyetlikle kazanılamayacağı göz önünde bulundurulmalı, mera olmadığının tespit edilmesi halinde ise davalı Hazine tapusunun oluşum tarihi olan 1962 yılına kadar zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; dava konusu taşınmazların tutanaklarının malik hanesi açık bulunduğu halde hükmün infazında tereddüt uyandıracak ve çelişki yaratacak şekilde taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve tapu kaydındaki nitelik ve yüzölçümü ile tesciline karar verilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 03.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi