11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/2075 Karar No: 2020/4639 Karar Tarihi: 17.09.2020
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2075 Esas 2020/4639 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/2075 E. , 2020/4639 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesinde; Gerekçeli karar başlığında "15.11.2009" şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin, suça konu senedin icra takibine konulduğu "17.09.2012" olarak mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, katılan vekili ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde; a)Sanıklar tarafından fikir ve eylem birliği içinde tamamen sahte olarak tanzim edilip, sanık ... tarafından sanık ...’ya ciro edildikten sonra sanık ... tarafından suça konu senedin icra takibine konulmak suretiyle atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen kamu davasında, sanık ...’in suça konu senedi alacağına karşılık sanık ...’dan aldığını, senedin sahte olduğunu ve ne şekilde ...’a geçtiğini bilmediğini savunduğu, yazı imza incelemelerinde sadece kendi cirosundaki yazı ve imzanın sanığa ait olduğunun tespit edildiği, sanık ...’unda savunmasında senedi borcuna karşılık sanık ...’e verdiğini beyan ettiği; dosya kapsamında sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiklerine dair bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla, sanık ..."in senedin sahteliğini bilerek kullandığına dair delillerin neler olduğu gerekçeli kararda tartışılmadan eksik gerekçe ile mahkumiyet hükmü verilmesi, b)Kabule görede; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.