Esas No: 2021/2804
Karar No: 2021/4247
Karar Tarihi: 17.09.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2804 Esas 2021/4247 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda Kandıra/ Deliveli Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 101 ada 22, 31, 49, 58, 61, 67, 113, 149, 154; 102 ada 2, 18, 20, 41, 64, 78, 83, 85; 104 ada 48, 88, 169, 195, 198, 202, 237, 252, 260, 278, 302, 306, 350, 353, 357, 360, 367, 369; 105 ada 25, 78, 80, 97, 102, 134, 155; 106 ada 33, 57, 62, 69; 110 ada 5; 112 ada 21; 116 ada 3 ve 120 ada 43 parsel sayılı muhtelif yüzölçümdeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş; 105 ada 19 ve 112 ada 37 parsel sayılı taşınmazlar ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalı ... ile dava dışı ... ve ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., davalının kardeşi olduğunu, dava konusu taşınmazların davalı ile müşterek murisleri olan babalarından geldiğini ve murisin terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek, miras payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davacının aynı taşınmazlar hakkında, murisleri ... ..."tan anneleri ... ..."a düşen taşınmazların davalıya bağışlandığı ancak bağışı gizlemek için önce taşınmazların davalının kayınbabasına satılmış gibi senet düzenlendiği, kayınbabasından da davalının satın aldığına dair senet yapıldığı, ortada gerçek bir satış olmayıp mal kaçırmaya yönelik bir işlem bulunduğu iddiasıyla, taşınmazların miras payı oranında adına tescili istemiyle açtığı dava, eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Davalı ... ise, davacının babasından gelen payının tamamını kendisine sattığını buna rağmen Şerefsungur Köyünde bulunan 5 adet taşınmazdaki miras payını aralarında yaptıkları taksim uyarınca davacıya verdiğini, kaldı ki söz konusu taşınmazların büyük bir kısmını 3. kişilerden satın aldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonuda, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek murisi olan babaları ...’dan geldiği, ... terekesinin taksim edildiği, davacının taksimle kendisine düşen payını 09.10.2003 tarihli senetle davalıya sattığı, taksimin fiilen hayata geçirildiği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 24.11.2015 Tarih, 2014/19178 Esas, 2015/13943 Karar sayılı ilamıyla; “Dosya kapsamına göre; temyize konu taşınmazların büyük bir kısmının tarafların ortak murisi (babaları) ..."ya ait iken, murisin 1993 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığı, taşınmazların bir kısmının da davalı tarafından üçüncü kişilerden satın alındığı, davacı ..."nin, babasından kalan taşınmazlardaki miras payını 09.10.2003 tarihli senetle davalıya bedeli karşılığında sattığı, senetle nakit para dışında açkuvan mevkiinde 1,5 dönüm fındıklık ve meyve bahçesi ile köy yanı harmanı mevkiinde 1,5 dönüm tarlanın davacıya kalacağının kararlaştırıldığı anlaşılmakla, davacının asıl davadaki istemi hakkında reddine dair verilen karar yönüyle temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ne var ki; murisin 1993 yılında ölümüyle mirasçı olarak evlatları davacı ..., davalı ... ve murisin eşi, aynı zamanda çocuklarının annesi ..."nin kaldığı, taraflar arasında senedin düzenlendiği 09.10.2003 tarihinde ..."nin sağ olduğu, ...’nin 2006 yılında öldüğü, davacının, annesi ..."den gelen miras payını sattığına dair dosya arasında bir sözleşme de bulunmadığı, diğer yandan ...’nin muristen kalan 9 parça taşınmazını önce üçüncü kişi olan ... ..."e 15.06.1999 yılında sattığı, yaklaşık bir yıl kadar sonra da davalı tarafından aynı taşınmazların ... ..."den 27.07.2000 tarihli sözleşme ile satın alındığına dair davalı tarafından dosyaya iki adet senet sunulmuş ise de; mahkemece senet kapsamına göre, muris ..."dan kaldığı belirtilen bu taşınmazların mirasçılar arasında yapılan taksimle mi ..."ye düştüğü, bu 9 parça yerin çekişmeli taşınmazlar arasında yer alıp almadığı, 9 parça taşınmaza ait sözleşmelerin geçerliliğinin araştırılmadığı, diğer bir anlatımla davacının, annesi ..."den gelen miras payının olup olmadığı üzerinde durulmadığı belirtilerek, Mahkemece yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; tarafların bildirmiş olduğu tanıklar, 15.06.1999 ve 27.07.2000 tarihli senetlerde adı geçen senet tanıkları ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde taşınmazlar başında keşif yapılması, senetlerde geçen 9 parça taşınmazın çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazların mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda ..."ye düşüp düşmediğinin araştırılması, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, ... tarafından üçüncü kişiye satılıp satılmadığı, satın alan tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususunda ayrıntılı bilgi alınması, fen bilirkişisinden senetlerde belirtilen yerlerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı yönünde keşfi denetlemeye elverişli, açıklayıcı rapor alınması, sözü geçen 9 parça taşınmazın çekişmeli taşınmazlar arasında bulunmadığının belirlenmesi halinde, muris ..."dan kaldığı belirlenen çekişmeli taşınmazlar üzerinde mirasçılar arasında usulüne uygun bir paylaşım olmadığının anlaşılması halinde, davacı ..."nin babaları ..."dan anneleri ..."ye düşen miras payı üzerinde miras yoluyla gelen bir hakkının bulunup bulunmadığının tartışılması, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, birleşen davanın kısmen kabulüne, Deliveli köyü 101 ada 22, 31, 49, 58, 61, 67, 113, 149, 154 parsel; 102 ada 2, 18, 20, 41, 64, 78, 83, 85 parsel; 104 ada 88, 169, 195, 198, 202, 237, 252, 260, 278, 302, 306, 350, 353, 357, 360, 367, 369 parsel; 105 ada 19, 25, 78, 80, 97, 102, 134, 155 parsel; 106 ada 33, 57, 62, 69 parsel; 110 ada 5 parsel; 112 ada 37 parsel; 116 ada 3 parsel; 120 ada 43 parsel ve Karadivan Köyü 103 ada 48 parsel sayılı taşınmazların her biri 8 pay kabul edilmek suretiyle, her bir taşınmazda davalı adına olan tapu kayıtlarının 1/8 oranında ayrı ayrı iptali ile 1/8 payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların bakiye paylarının kayıt maliki davalı üzerinde bırakılmasına, asıl dava hakkında red kararı verilen ve Yargıtay 16. Hukuk Dairesince bozma ilamına konu edilmeyen taşınmazlar bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar davacı ... vekili tarafından temyiz, davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.09.2021 Cuma günü için yapılan tebligatlar üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... geldiler, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu 101 ada 49, 58, 61, 67, 113, 154; 102 ada 2, 18, 20, 41, 78, 83; 104 ada 88, 169, 195, 198, 202, 237, 260, 278, 302, 350, 353, 357, 360, 367; 105 ada 25, 80, 97, 134, 155; 106 ada 33, 57, 62, 69; 110 ada 5 ve 120 ada 43 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dosya kapsamından, Karadivan Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 48 parsel sayılı taşınmazın, davacı tarafından dava edilmediği anlaşıldığından, Mahkemece dava konusu olmayan 103 ada 48 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
3- Davacı tarafından, 104 ada 48 ve 112 ada 21 parsel sayılı taşınmazlar da dava konusu edildiği ve Mahkemece bu taşınmazlarla ilgili de araştırma yapıdığı halde, 104 ada 48 ve 112 ada 21 parsel sayılı taşınmazlar hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
4- Dava konusu 105 ada 19 ve 112 ada 37 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan temyiz incelemesinde; dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi uyarınca hakim, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorundadır. Dava konusu taşınmazlar davalı ... ile dava dışı ... ve ... ... adına eşit paylarla kayıtlı olup, dava bu taşınmazlar yönünden ... adına kayıtlı 1/3 paya yönelik olmasına rağmen, Mahkemece taşınmazlar yalnızca ... adına kayıtlıymış gibi, taşınmazların tapu kaydı tamamen iptal edilmek suretiyle, infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
5- Dava konusu 102 ada 64, 85; 104 ada 252 ve 306 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan temyiz incelemesinde; dava konusu taşınmazların bir kısmının tarafların müşterek murisleri olan babalarından geldiği, bir kısmının ise 3. kişilerden satın alındığı, davacı ..."nin babasından gelen miras payını davalı ..."ye sattığı ancak babasının ölümüyle annesine kalan ve annesinin ölümüyle de kendisine düşen miras hissesini sattığına dair dosya arasında bir sözleşme bulunmadığı, davalının dayandığı senetlerin de dava konusu taşınmazlara uymadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkemece mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, dava konusu 102 ada 64, 85; 104 ada 252 ve 306 parsel sayılı taşınmazların, davalı ... tarafından 3. kişilerden satın alındığını beyan ettiklerine ve söz konusu taşınmazların muris ... terekesine dahil olmadığı anlaşıldığına göre, Mahkemece bu taşınmazlar yönüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
6- Dava konusu 104 ada 369; 105 ada 78, 102 ve 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Mahkemece, bu taşınmazlar hakkındaki davada da yukarıdaki bentte yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuştur. Mahkemece mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, 104 ada 369 parselin, üzerinde "yeni evin" bulunduğu kısmının davalı tarafından 3. kişilerden satın alındığını, kalan kısmının ise muristen kaldığını, 105 ada 78 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişiye gösterdikleri "az olan kısmının" davalı tarafından 3. kişilerden satın alındığını, "çok olan kısmının" ise muristen kaldığını, 105 ada 102 ve 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazların ise, teknik bilirkişiye gösterdikleri "%20" sine yakın kısmının" davalı tarafından 3. kişilerden satın alındığını, kalan kısmının ise muristen kaldığını beyan etmişlerdir. Teknik bilirkişinin 17.04.2014 havale tarihli raporuna ekli krokilerde 104 ada 369 ve 105 ada 78 parsel sayılı taşınmazların, davalı tarafından 3. kişilerden satın alındığı belirtilen kısımları, yüzölçümleri de belirtilmek suretiyle gösterilmiştir. Hal böyle olunca;
a) Dava konusu 104 ada 369 ve 105 ada 78 parsel sayılı taşınmazların, teknik bilirkişinin 17.04.2014 havale tarihli raporuna ekli krokilerde sırasıyla 408,52 ve 408,34 metrekare yüzölçümüyle gösterilen bölümlerinin davalı ... tarafından 3. kişilerden satın alındığı ve bu bölümlerin muris ... terekesine dahil olmadığı anlaşıldığına göre, Mahkemece 104 ada 369 parselin 408,52 ve 105 ada 78 parselin 408,34 metrekare ile gösterilen bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile söz konusu taşınmazların tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
b) Dava konusu 105 ada 102 ve 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazların, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarınca davalı tarafından 3. kişilerden satın alındığı söylenen kısımlarının, teknik bilirkişinin aynı raporunda yüzölçümleri belirtilmeksizin kabaca gösterildiği anlaşıldığından, Mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılmalı, teknik bilirkişiden, taşınmazların davalı tarafından 3. kişilerden satın alındığı söylenen kısımlarının yüzölçümlerinin ne kadar olduğunu gösterir, denetime elverişli, infazı mümkün, koordinatlı ve ölçekli rapor alınmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
7- Dava konusu 101 ada 22, 31 ve 149 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Mahkemece, bu taşınmazlar hakkındaki davada da ilamın 5. bendinde yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, söz konusu taşınmazların tarafların babası olan ... hayattayken alındığı ancak taşınmazların ... tarafından mı yoksa davalı ... tarafından mı alındığını bilmediklerini beyan etmiş olup, dava konusu taşınmazların tarafların murisi ... terekesine dahil olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız ve taşınmazları iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne sıfatla kullanıldığı, taşınmazların davalının savunmasında belirttiği şekilde 3. kişilerden satın alınıp alınmadığı, alınmış ise kimden, ne zaman satın alındığı hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılarak tereddütsüz şekilde belirlenmeli, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde yüzleştirme yapılarak çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, teknik bilirkişiden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor aldırılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden taraf vekilleri için karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.