12. Ceza Dairesi 2013/26465 E. , 2014/14480 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 47,70 TL maddi, 100 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar hükümden önce, 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre, hüküm davalı hazine yönünden kesin nitelikte ise de, dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.02.2013 gün ve 2012/9-1384 esas, 2013/68 sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarının reddedilen bölümünün temyiz sınırının üzerinde olması ve davacı vekili tarafından bu bölüm temyiz edilmiş olup, davalı Hazine vekiline buna bağlı olarak, hükmü temyiz etme hakkı vereceği ve bu kapsamda hükmün davalı Hazine vekili yönünden de temyizi kabil olduğunun anlaşılması karşısında, hükmün kesin ve temyiz edilemez nitelikte olduğu belirtilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin reddini öneren tebliğnamenin (A) numaralı görüşüne iştirak edilmemiştir.
Tazminat davasının dayanağı olan Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/153 esas, 2010/116 karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Örgüt üyesi olmak suçundan tutuklu kaldığı, yargılama sonunda 30.09.2010 tarihinde beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 08.10.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 04.10.2011 tarihinde, CMK"nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla tebliğnamedeki (1/b-c), ceza dava dosyasında verilen beraat hükmünün kesinleşmesinden kısa bir süre sonra davacı vekilinin, 25.01.2010 tarih, 00798 yevmiye numaralı genel vekaletnameye istinaden, haksız tutuklama nedenine dayalı olarak davacı adına koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu ve vekaletnamede davacı vekiline, davacı adına dava açma hak ve yetkisi bulunduğu gibi beraat kararının kesinleşmesinden sonra veya öncesinde vekilin davacı tarafından azledildiğine ilişkin azilnamenin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, davacı ile vekili arasında vekalet ilişkisinin devam etmekte olduğunun kabulü gerektiğinden tebliğnamedeki (1/a), davacı tarafından aynı konuda açılmış bir dava olup olmadığının, açılan davalarda davanın tarafı olan idareye açılan dava ile ilgili tebligat yapılıp davadan haberdar edilmesi nedeniyle de tebliğnamedeki (2/a) nolu bozma düşüncesine, maddi tazminat hesabına gözaltına alınma tarihindeki net agari ücretin esas alınmış olması karşısında, çözümü teknik bilgi gerektirmediğinden tebliğnamedeki (2-c) nolu görüşe iştirak edilmemiş, dava tarihinin gerekçeli karar başlığına "04.10.2011" yerine "14.10.2011" olarak yazılmış olması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında, hesaplamada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararları doğrultusunda Çalışma Bakanlığı tarafında hazırlanmış asgari ücret tarifesindeki net asgari ücretin esas alınması gerektiğinin gözetilmeyerek maddi tazminatın eksik tayini,
2-Tayin edilen maddi ve manevi tazminatın toplamı üzerinden hüküm tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tek maktu 2400 TL vekalet ücreti yerine maddi ve manevi tazminat üzerinden ayrı ayrı nisbi vekalet ücreti tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasındaki maddi tazminat miktarının "52,71" TL"ye yükseltilmesi, vekalet ücreti tayinine ilişkin 3. ve 4. bentlerin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "2400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.