19. Hukuk Dairesi 2016/15779 E. , 2017/395 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -...
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...’in davalı bankadan çekeceği 10.000 TL kredi için kefil olduğunu, daha sonra davalının müvekkiline gönderdiği ihtarname ile müvekkilinin ...’e kefil olduğunu ve anılan şahsın kredi, çek kullanımı nedeniyle borçlu olduğunu öğrendiğini, davalının bu alacağın tahsili için icra takipleri başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/1488 sayılı takip dosyası yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 2008/2636 sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 05/06/2013 tarih, 2013/5226 esas ve 2013/10359 karar sayılı ilamı ile; “... Müdürlüğü’nün 2008/1488 sayılı takip dosyası taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğundan rehine sıkı sıkıya bağlı olup bu takibin sadece rehin veren kredi borçlusuna karşı yapılması gerekirken kefillerde borçlu gösterilerek yapılması doğru değildir. Bu nedenle iş bu takip yönünden kurulan hüküm sonucu itibariyle bir isabetsizlik yok ise de, aynı icra müdürlüğünün 2008/2636 sayılı takip dosyası ile yapılan ilamsız takibin borçlu ve kefiller aleyhine yapılması mümkündür hal böyle olunca mahkemece, 2008/2636 esas sayılı ilamsız icra takibine konu kredi borcunun ödenip ödenmediği üzerinde durulup, anılan icra dosyasına yönelik olarak açılan menfi davası hakkında yetkili inceleme ve araştırma yapılarak hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 13/04/2015 tarih 2015/232 esas ve 2015/5351 karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece ilamsız takip yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenip, davacı bankanın davalı kefilden depo istemini mümkün kılan bir hüküm bulunup bulunmadığı tespit olunarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, söz konusu genel kredi sözleşmesinde bankanın kefilden depo istemini mümkün kılan hükümlerin açıkça yer aldığı gerekçesiyle; ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/1488 sayılı takip dosyası yönünden Yargıtayca kesinleşmiş karar bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına diğer dosya yönünden menfi tespit davasının reddi ile davacının ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/2636 sayılı takip dosyası yönünden 12.615,00 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, banka tarafından kendisinden istenen çek sorumluluk bedellerinden sorumlu olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunmuştur. Asıl borçluya verilen çek karnesi sebebiyle iade edilmeyen çekler nedeniyle bankanın ödemek zorunda kalacağı zorunlu karşılıkların kefilden bankaya, depo edilmesinin istenebilmesi için kefilin imzasının bulunduğu sözleşmede açık hüküm bulunması gerekir. Davalı banka tarafından mahkemeye sunulan sözleşmede kefilin sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığından kefil olan davacının depo konusunda sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.