10. Hukuk Dairesi 2014/12964 E. , 2015/5670 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı hizmet borçlanmasının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi hakkındaki Kanunun 3"üncü maddesinde yurt dışına çıkmadan önce Türkiye"de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanların Sosyal Sigortaları Kurumuna (5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında) borçlanabileceği düzenlenmişken; 08.05.2008 tarihinde yayımlanan 5754 sayılı Kanunun 79"uncu maddesiyle anılan maddede yapılan değişiklikle “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar…” hükmü getirilmiştir. Yine aynı Kanunla 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesine 4"üncü fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü öngörülmüştür.
Anılan 5754 sayılı Kanun ile, 3201 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların
belirlenmesinde, eski 3"üncü maddede öngörülen hallerden vazgeçilmiş ve sadece, Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Anılan düzenlemeyle, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Kanuna dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Yani kişinin yurtiçinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi sigortalılığı var ise talep tarihi itibariyle en son sigortalılık haline göre 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapacaktır.
Somut olayda; davacının 03.07.2008 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden dilekçe ile 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanma talep etmiş ise de; daha sonra verdiği dilekçe ile borçlanma isteminden vazgeçerek iptal talep ettiği; 23.12.2009 tarihli dilekçe ile yeniden borçlanma talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. 01.10.2009 – 30.10.2009 tarihleri arasında 30 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında çalışması olması nedeniyle davacının borçlanması da 4/1-a maddesi kapsamında yapılmış ve tahakkuk ettirilen 5200 gün karşılığı prim davacı tarafından ödenmiştir. Ancak sonradan söz konusu işlemlere esas alınan yurtiçi çalışması davalı Kurum tarafından iptal edilerek borçlanmanın bu defa 4/1-b madde kapsamında kabul edilmesi üzerine davacı eldeki dava ile yurtdışı hizmet borçlanmasının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yaşlılık aylığı tahsisi yönünden davanın reddine, borçlanmasının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında olduğu isteminin ise kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; söz konusu yurtiçi sigortalılık süresinin neden ve hangi işlemle iptal edildiği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle; söz konusu işlemlere ilişkin Kurum belgeleri bu bağlamda varsa denetim raporu ve iptal bordrosu getirtilmeli, iptalin gerekçesine bağlı olarak 5510 sayılı Kanunun 86/9"uncu maddesi uyarınca çalışmanın fiili ve gerçek olup olmadığı re"sen araştırılarak şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde davalı Kurum vekilinin bu yöneleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.