11. Hukuk Dairesi 2020/5280 E. , 2020/5971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 18.07.2018 tarih ve 2018/781 E. - 2018/1056 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin duruşmalı olarak davacı mirasçıları vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 17.11.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ..."nun ilerleyen yaşı ve bozulan sağlık durumu nedeni ile 2005 yılından itibaren akıl sağlığı yönünden tedavi gördüğünü, her geçen gün sağlık durumunun bozulduğunu, ..."na kızı ..."ün vasi olarak atandığını, bu nedenle de ..."nun 18.02.1980 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapımını taahhüt ettiği İnci ..."e ait... Mahallesi ...ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar üzerine yapılan otel ve binanın 31.12.2007 tarihinde davalı şirkete satıldığını, davalı alıcı tarafından ..."na satış bedeli olarak KDV dahil 585.280 TL ödendiğini, tapu kayıt malikine de ayrıca bedel ödendiğini, arsa sahibi ile %50 pay oranında anlaşma yapıldığını, taşınmazın tamamına yakın bölümünün yapıldığını, yapılan işlemler sırasında ..."nun hukuki ehliyetinin olmadığını, otel binasının 1/2 payının 585.280 TL olamayacağını, hukuki ehliyeti olmayan ..."nun aynı zamanda kandırılıp sömürüldüğünü, bildirerek ...ili ... ilçesi... Mahallesi 9 pafta ...ada 21 ve 22 parsel sayılı (yeni kayıt ... ada 1 parsel) taşınmazın devrinin önlenmesi için tedbir konulmasını, ayrıca denkleştirici adalet ilkesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 500.000.- TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ... ve İnci ... arasında imzalandığını, ibranamenin de ...... ile imzalandığını, gabine dayalı davanın zamanaşımına uğradığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin oluşmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere ve uyulan bozma ilamına göre, davalı şirket ile ... arasında doğrudan akdi ilişki olmadığı, ..."nun ancak İnci ... veya haleflerine karşı talep ileri sürebileceği, davalı şirketin arsayı üzerindeki mütemmim cüzüyle birlikte dava dışı ......"ten satın aldığı, ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/487 E. sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan dava sebebiyle pazarlığa ..."nun da dahil olduğu, haklarını korumak için taşınmaz üzerinde tedbir konulmasını sağladığı, parayı alınca davadan feragat ettiği dikkate alındığında gabin iddiasının ispat edilemediği, ..."nun alıcıya yönelik olarak kullanabileceği bir hak olmadığı, satıştan sonra gabin iddiasını da ancak kendi âkidine karşı ileri sürebileceği, davalının taraf sıfatının tartışmalı olduğu ancak pazarlık aşamasında şirket yetkilileri ile doğrudan irtibata geçmiş olması nazara alınarak sıfat konusunun üzerinde durulmadığı, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili kararı temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında tanzim olunan satış ve ibra protokolünün davacının kısıtlılığı nedeniyle esasen geçerli olmadığı, sözleşmenin gabin ile maluk bulunduğu iddiasıyla açılan sözleşme bedelinin tespiti ve oluşacak farkın tahsili istemine ilişkin olup, dava kısıtlının vasisi tarafından açılmıştır. Mahkemece davalıya husumet düşmeyeceği, gabin iddiasının da bu davadan önce davacı kısıtlının arsa sahipleri aleyhine başka bir dava açmış olması nedeniyle ispat edilemediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Ancak davacı, dava dışı ......, ... ve ....arasında 14.11.2007 tarihinde yapılan "Satış ve İbra Protokolü" başlıklı sözleşmenin yapıldığı tarihte ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle kendisinin kandırılarak bu sözleşmenin cüzi bir bedelle imzalandığını iddia etmekte olup mahkemece alınan rapora göre sözleşme tarihinde kısıtlının ehliyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Davacıya bu tarihten sonra vasi tayin edilmiş olup, vasi sözleşmenin iptalini talep etmeyip sözleşmeye icazet vererek sözleşme bedeli ile gerçek satış bedeli arasındaki farkı talep etmektedir.
14.11.2007 tarihli protokol ile davacının yaptığı natamam inşaat için 600.000.-TL bedel belirlenmiş ve davacı tarafından içeriğinde "askeri hastane karşısında Keçeli hamamı yanında bitmemiş inşaat bedeli" yazan 31.12.2007 tarihli fatura düzenlenerek davalıya gönderilmiş, bedeli davalı tarafından davacıya ödenmiştir. 14.11.2007 tarihli protokolün başlığı "ibra ve satış protokolü" olup bu sözleşme ile eski arsa sahipleri İnci ... ve ...... inşaat sözleşmesi nedeniyle ibra edilmişler; aynı sözleşmeyle davacının inşa ettiği natamam bina da inşaat sözleşmesinin tarafı olmayan ve arsayı malikinden satın alan davalı ...."ye satılmıştır. Bu durumda mahkemece, davalıya husumet düşmediği, davacının evvelce arsa sahipleri aleyhine dava açtığı ve bu nedenle gabin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi ve ayrıca TBK 28. maddesi gereğince davacının sözleşme ile bağlı olmadığını ve edimin geri verilmesini isteyebileceği gibi edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini de isteyebileceği gözetilmeden ve inşaatın davalıya satıldığı tarih itibariyle değeri belirlenerek davacının iddiası bu yönden değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 18.12.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalının sorumluluğu, İnci ... ve ... isimli kişilerin ibrası konusundaki 14.11.2007 tarihli protokol karşısında ibrada bahsedilen miktar ile sınırlıdır. Davacı ancak varsa bakiye kısmı akdi ilişki içinde olduğu dava dışı ...... ve İnci ...’ten isteyebilir. Davalının varsayıma dayanarak sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle kararın onanması görüşünde olduğum için çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.