Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2457
Karar No: 2015/5664
Karar Tarihi: 26.03.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/2457 Esas 2015/5664 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/2457 E.  ,  2015/5664 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi


    Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki bir kısım..... sigortalılığının yurtdışı çalışmalarıyla çakışması nedeniyle iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi....... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    23.12.1992 tarihinde kurulan ....... ve ...... Maddeleri Pazarlama Sanayi ve......Şirketinin kurucu ortağı olan davacının, 18.02.1994 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden bildirge ile anılan ortaklığına istinaden 1479 sayılı Kanun kapsamında kayıt ve tescilinin yapıldığı; 30.12.2009 tarihine kadar sigortalı kabul edilerek prim ödemelerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı 05.10.1988 – 29.12.2004 tarihleri arasında kesintisiz olarak....."da çalışması nedeniyle 3201 sayılı Kanun kapsamında..... 05.10.1988 – 31.12.1992 tarihleri arasındaki süreyi borçlanmış, bu sırada Türkiye sigortalılığı ile.......çalışmasının çakıştığı tespit edilmiş ve davalı Kurum tarafından 23.12.1992 – 31.12.1997 ve 01.01.2000 – 29.02.2004 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptaline karar verilmiştir. Davacı eldeki dava ile 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanmasının 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığı iptal edilmeden yapılması gerektiği iddiasıyla davalı Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davanın yasal dayanağı olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25"inci maddelerinde kollektif, adi komandit ve sermayesi payalara bölünmüş komandit şirketilerin bir kısım ortakları ile limited şirketlerin ortakları zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile limited şirket ortakları yanında anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları da kapsama alınmıştır. Sonraki değişikliklerde de anonim şirketilerin kurucu ortaklarının
    zorunlu sigortalılığı hükmü korunmuştur. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre ise, zorunlu sigortalılık kapsamından anonim şirketlerin kurucu ortakları çıkarılmıştır.
    Diğer..... sigortalılık durumları için kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma temel unsur olarak düzenlenmiş iken şirket ortakları açısından böyle bir koşul getirilmemiş ve uygun nitelikte şirket ortaklığı zorunlu sigortalılık için yeterli görülmüştür.
    Davacının, kayıt ve tescil tarihi ile kurucu ortak olduğu dönem nazara alındığında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu ......sigortalısı olduğu açıktır. Nitekim davalı Kurum tarafından kayıt ve tescili de usulüne uygun olarak yapılmıştır. Ancak ....da geçen süreleri ile Türkiye"deki anonim şirket ortaklığına bağlı zorunlu sigortalılık sürelerinin bağdaşıp bağdaşmayacağı uyuşmazlık konusudur.
    Uyuşmazlığa konu dönemde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 540"ıncı maddesi uyarınca limited şirketlerde "aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar. Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir." Ancak anonim şirket ortaklarının kurucu olsun olmasın böyle bir zorunluluğu bulunmadığından davacının......."da ikamet etmesi, dahası ..... Sigortası kapsamında fiilen çalışması ya da işsizlik yardımı alması Türkiye"deki anonim şirket ortaklığına bağlı zorunlu sigortalılığına engel bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi