20. Hukuk Dairesi 2013/871 E. , 2013/5376 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği yoluyla taşınmazın edinme koşullarının yararına oluştuğunun iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tesclini istemiştir. ..., taşınmazın yaklaşık 1100 m2 bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla davaya katılmışsa da verilen süreye rağmen harcını yatırmadığından, 25.04.2007 tarihli oturumda katılma talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 830,68 m2, (B) harfi ile gösterilen 1210,31 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 145,43 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline, bunun haricinde kalan davacı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve katılma talebi reddedilen Rıfkı Ertem tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/02/2009 tarih ve 2009/885 – 1715 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [1) Kararı temyiz eden Rıfkı Ertem"in katılan taraf olarak karar başlığında gösterilmemiş olması doğru değil ise de, mahkemece verilen sürelere rağmen dava harcını yatırmadığı nedeniyle 13.12.2006 ve 25.04.2007 tarihli oturumlarda katılma talebinin reddedildiği gibi yasal temyiz süresinin de geçirildiği anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Dairenin 26.05.2008 gün ve 4388-7691 sayılı iade kararı üzerine kadastro müdürlüğünün 15.08.2008 tarih 875 sayılı ....Orman İşletme Şefliğinin de 31.12.2008 gün ve 769 sayılı yazılarından, orman ve genel arazi kadastro çalışmalarının 3402 sayılı Kanuna göre 2008 yılı çalışma proğramına alındığı ve açılış ilanlarının yapıldığı ve henüz ölçüm ve tespit işlemlerine başlanılmadığı, Eylül ayı itibariyle başlanacağı bildirilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27. maddesinde "mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte, bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar re"sen devrolunur" denilmektedir.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden görülmesi gerekir.
O halde, dava dilekçesi ile fen bilirkişisi rapor ve krokisi müzekkereye eklenerek kadastro müdürlüğünden tescili istenen dava konusu yerin hangi ada ve parsel numarası altında tespitinin yapıldığı belirlenmeli, bundan sonra kadastro tutanağı getirtilerek dosyasının görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmelidir."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Dava konusu 106 ada 23, 109 ada 7 ve 108 ada 6 parsellerin malik haneleri açık olarak mahkemeye gönderilmiş; mahkemece aslî müdahil ... tarafından açılan, 15/08/2012 tarihli ek raporda (B1) harfi ile gösterilen ve 106 ada 23 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kalan 28,91 m2"lik kısım için davanın sübut bulmadığından reddine, kalan 519,41 m2"lik kısım için ise iş bu dosyada dava konusu olmayan 106 ada 22, 21, 19 ve 20 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kaldığından ve 30 günlük askı ilân süresi içinde dava açılmayıp tutanakları kesinleştiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesi gereğince mahkememizin görevsizliğine, asli müdahil ... ve ... tarafından açılan davaların menfaat yokluğu nedeniyle reddine, davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, 106 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bahçe vasfı ve 941,59 m2 yüzölçümü ile, 109 ada 7 parsel sayılı taşınmazın çay bahçesi vasfı ve 726,29 m2 yüzölçümü ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın aktif dere yatağı vasfında olduğu anlaşılmakla, kadastro tesbit tutanağının iptali ile tesbit harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından 106 ada 23 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın tescili davası olarak açılan dava, yörede yapılan arazi kadastrosu sırasında dava konusu edilen yerler hakkında malik hanesi boş kadastro tutanakları düzenlenmesi nedeniyle kadastro tesbitine itiraza dönüşmüştür.
Mahkemece, temyize konu 106 ada 23 parsele yönelik verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahkemece, 106 ada 23 parseldeki, hayvanlara ot biçmek ve kışlık odun ihtiyacını temin etmek şeklindeki kullanım ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirilmiş ise de, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazda sürdürülen zilyedlik, ekonomik amaca uygun olarak toprağın verim gücünden yararlanılmasını gerektirmektedir. Hayvan otlatmak, ot biçmek, kışlık odun ihtiyacını karşılamak suretiyle sürdürülen zilyedlik ise, ekonomik amaca uygun bir zilyedlik olarak kabul edilemeyeceğinden dayanan taraf yararına mülkiyet hakkı vermeyecektir. Kaldı ki; taşınmazın eskiden beridir şimdiki hali gibi çalılık ve ağaçlık olduğu gerek yerel bilirkişi beyanları gerekse ziraat ve orman bilirkişi raporları ile sabittir. Bu durum, davacı tarafça taşınmazda herhangi bir imar ve ihya çalışması yapılmadığını kanıtlar niteliktedir. Bu nedenle; davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek 106 ada 23 parsele yönelik davasının reddine ve kadastro sırasında malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tesbit edildiğine göre, kadastro hâkimi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesine göre re"sen araştırma yapmak taşınmazın niteliğini belirleyip malik hanesini doldurmak zorunda olduğundan, 106 ada 23 parselin mahkemece yapılan keşifte belirlenen mevcut niteliği itibariyle davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle taşınmazın bahçe niteliği ile davacı ... adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 09/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.