13. Hukuk Dairesi 2017/592 E. , 2019/9994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya ait villada hizmetli olarak 25/11/2007 tarihinden 22/11/2013 tarihine kadar çalıştığını, aylık ücretinin en son 870,00 TL olduğunu, ayrıca 450,00 TL açıktan ödeme yapıldığını, temizlik dışında diğer işlerde de çalıştırıldığını, çalışma koşullarının ağrılığını davalıya bildirdiğinde ise müştemilatı boşaltın yanıtını aldığını, kaldığı müştemilatın su ve elektrik paralarının da davalı tarafından ödendiğini ileri sürerek; 5.000,00 TL kıdem tazminatı, 1.500,00 TL feshi ihbar tazminatı, 500,00 TL yıllık izin ücreti, 200,00 TL AGİ alacağı, 2.000,00 TL fazla çalışma ücreti ile 300,00 TL genel tatil ücreti alacaklarının toplamı olan 9.500,00 TL"nin işten çıkartılma tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı, davacı ve eşinin gelerek başka bir iş bulduklarını ve işten ayrılmak istediklerini söylediklerini, bunun üzerine yeni birisini bulana kadar süre istediğini, ancak davacının 22,23,24,25,26 Ekim tarihlerinde işe gelmediğini, 30.10.2013 tarihli ihtarı göndererek mazeret bildirmelerini istediğini, geçerli bir mazeret bildirilmediğinden 5.11.2013 tarihli ihtar ile iş akdinin feshedildiğini bildirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 1.965,63 TL haksız fesih tazminatı, 1.965,63 TL ihbar tazminatı, 466,67 TL yıllık izin ücreti ve 10.034,13 TL fazla çalışma ücreti alacağının ihtarnamenin davalıya tebliğinden itibaren 3 gün sonraki 18/11/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 Sayılı TBK.nun 393. (Mülga 818 sayılı BK’nun 313. maddesi) ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, davacının 28.07.2008-22.10.2013 tarihleri arasında çalıştığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık hizmet aktinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve ayrıca diğer işçilik alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler sözleşmenin fesih tarihi itibariyle 6098 Sayılı Kanun hükümleridir.
Mahkemece davacının taleplerinin haklılığın karşılanması için öncelikle taraflar arasındaki çalışma ilişkisini sona erdiren feshin haklı olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Feshin işveren tarafından haksız yada işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinin belirlenmesi halinde işçinin TBK.nun az yukarıda değinilen 393. ve devamı hükümlerinde düzenlenen tazminatları isteyebileceği gözetilmelidir.
Somut olaya dönülecek olursa; mahkemece akdin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan alınan bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.