20. Hukuk Dairesi 2013/1035 E. , 2013/5372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 102 ada 66 parsel sayılı 360200 m2, 102 ada 77 parsel sayılı 3200 m2 ve 101 ada 38 parsel sayılı 365800 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, orman vasfı ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 102 ada 66 ve 101 ada 38 parseller içinde kalan bir kısım yere; ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 101 ada 38 parsel içinde kalan bir kısım yere; ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile tapu ve vergi kayıtlarına dayanarak 102 ada 66 ve 77 numaralı parsellere yönelik olarak dava açmışlardır.
Mahkemece ...’in davasının feragat nedeni ile reddine, ....’ın davasının sübut bulmadığından reddine, ...’un davasının kısmen kabulü ile (66/A-1) ile gösterilen 1828 m2’lik kısım ile 102 ada 77 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 102 ada 66 parsel sayılı taşınmazın geri kalan kısmının orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş; davalı ... Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/10/2008 tarih ve 2008/8210 – 12165 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1) Mahkemece davacı ... ve ...’ın davalarının reddine karar verildiği halde, tutanağı itirazlı olan 101 ada 38 numaralı parsel hakkında hüküm kurulmamıştır.
2) Davacı ... tarafından dava konusu edilmemiş olduğu halde, 102 ada 59 ve 102 ada 79 parsel sayılı taşınmazlar, bu dosya ile birleştirilen kadastro mahkemesinin 2002/134 ve 2002/133 esas sayılı dava dosyaları ile itirazlı olarak gösterilerek tutanak asılları dosya gönderilmiş olduğu halde (bu parsellere yönelik olarak dava konusu olmadıkları anlaşıldığından tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken), bu parseller hakkında hüküm kurulmamıştır.
3) Davacı ...’un dayandığı tapu ve vergi kayıtları mahallinde uygulandığı halde, fennî bilirkişi tarafından mahallî bilirkişi beyanları dikkate alınarak tapu ve vergi kayıtlarının kapsadığı alanları gösterir denetlemeye elverişli kroki çizilmemiştir.
4) Hükme esas alınan raporu düzenleyen fen ve orman bilirkişiler keşif sırasında uyguladıklarını bildirdikleri orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterdikleri rapor düzenlememişlerdir.
5) Keşif sonucu alınan orman bilirkişi raporunda (66/A-1) ile gösterilen kısmın yüzölçümü 1828 m2 olarak, fennî bilirkişi raporunda 1789 m2 olarak bildirilmiş olup iki rapor birbiri ile çelişkilidir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş, iadenin koşulları, aynı Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenle, öncelikle;
1) çekişmeli 101 ada 38 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak davacılar ... ve ...’ın davalarının reddine karar verildiğinden, 101 ada 38 numaralı parselin tesbit gibi orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmeli;
2) Davacı ... tarafından dava konusu edilmemiş olduğu halde, bu dosya ile birleştirilen kadastro mahkemesinin 2002/134 ve 2002/133 Esas sayılı dava dosyaları ile itirazlı olarak gösterilen 102 ada 59 ve 102 ada 79 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmeli;
3) Sulh hukuk mahkemesinin 1996/353 - 296 sayılı kararı ile sınırları gösterilen 104600 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ...’un zilyetliğinde olduğuna karar verilmiş ise de bu dava hasımsız olarak açılmış olup Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın oluşan hüküm Yönetimi bağlamaz. Dosyada mevcut orman bilirkişi raporunda çekişmeli 102 ada 77 numaralı parselin yeşil orman alanı içinde kaldığı bildirilmektedir. 102 ada 77 numaralı parselin sulh hukuk mahkemesinin 1996/353-296 sayılı kararı ile ...’un zilyetliğinde olduğu bildirilen alanda kaldığı kabul edilmiş olsa dahi, bu karar Orman Yönetimini bağlamadığından ve çekişmeli taşınmazın öncesi orman sayılan yerlerden olup zilyetlikle kazanılan yerlerden olmadığından bu parsele yönelik davanın reddi ile tesbit gibi orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmeli;
4) Davalı ... Yönetiminin 102 ada 66/A-1 bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; davacının dayandığı tapu ve vergi kayıtları mahalli bilirkişiler eli ile mahallinde uygulanmalı, fennî bilirkişi tarafından tapu ve vergi kayıtlarının kapsadığı taşınmazları gösterir denetlemeye elverişli kroki düzenlenmeli, dosyada mevcut ziraatçı bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın son 4-5 yıldır sürüldüğü bildirilmiş olduğundan, taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olmadığının belirlenmesi halinde, dayanılan tapu ve vergi kayıtların kapsamında kalmadığı anlaşıldığı halde, davacı ... lehine tesbit tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin oluşmadığı anlaşıldığından, bu hususta dikkate alınarak
oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacı ... tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, Halil Kılıç tarafından açılan davanın reddine ....Köyü, 101 ada, 38 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile tesbit gibi Maliye Hazinesi adına tesciline, davacı ..."un davasının kısmen kabul kısmen reddine, 102 ada, 77 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile tesbit gibi Maliye Hazinesi adına tesciline, 102 ada 66 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A1) olarak gösterilen 1828,00 m2"lik bölümünün tesbitinin iptali ile tarla vasfıyla ... adına tapuya tesciline, dava konusu edilmemiş olan 102 ada 59 ve 79 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından 101 ada 38 parsele yönelik, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından 102 ada 66 parselin (A1) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı içinde bırakılmıştır.
1) Davacı ..."in temyize konu 101 ada 38 parsele yönelik temyiz itirazları açısından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, davacı ..."in bozma kararı öncesinde davasından feragat ettiği ve mahkemece ilk kurulan hükümde de davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve bu kararı temyiz etmediği anlaşılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalılar Hazine ve Orman Yönetimi"nin temyize konu 102 ada 66 parsel sayılı taşınmazın A1 bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu 102 ada 66 parsel sayılı taşınmazın (A1) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: 1) Yukarıda 1 nolu bentde açıklanan nedenlerle; davacı ..."in 101 ada 38 parsele yönelik temyiz itirazlarının, 2 nolu bentde açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetimi"nin 102 ada 66 parselin (A1) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ... ile davalı ... Yönetimine ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 09/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.