Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17300 Esas 2019/9993 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17300
Karar No: 2019/9993
Karar Tarihi: 16.10.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17300 Esas 2019/9993 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/17300 E.  ,  2019/9993 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, babasının düğünde kendisine hediye ettiği ve mülkiyeti babasına ait olan aracın evlilik birliğinin devamı sırasında davalı eş tarafından satıldığını ileri sürerek; 6.000,00TL araç bedelinin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 28.9.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 7.000,00TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne; 7.000,00TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Eldeki dava öncesinde aile mahkemesinde görülerek davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, tarafların temyizi üzerine Yargıya 2. Hukuk Daire’sinin 22.10.2013 tarih 2013/8177 Esas 2013/22595 Karar sayılı ilamı ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 28.9.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı, talebini 7.000,00TL olarak ıslah ettiğini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, HUMK’nun 83. maddesi ve 4.2.1948 tarih 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün bulunmayıp Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun son olarak 06/05/2016 tarih 2015/1 Esas ve 2016/1 sayılı kararında da bozma sonrası ıslah yapılamayacağı ve 1948 tarihli içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediği belirtilerek ilke olarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kesinleşmiştir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bent gereğince temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.