17. Ceza Dairesi 2018/11 E. , 2019/2810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine,uyulan bozmaya,toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre,sanık ..."nun temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle,usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.11.2016 tarih, 2014/13-36 Esas ve 2016/421 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; suç nedeniyle meydana gelen zararın bir kısmının soruşturma evresinde, geri kalan kısmının ise kovuşturma evresinde giderilmesi halinde, suçun mağdurunun, farklı evrelerde gerçekleşen iade nedeniyle ceza indirimine muvafakat göstermesi üzerine, pişmanlık iradesinin ilk olarak soruşturma aşamasında tezahür ettiği de dikkate alınarak, TCK"nun 168/1. maddesi uyarınca ceza indirimine gidileceği; mağdurun muvafakatinin bulunmadığı hallerde ise zararın tamamen giderildiği aşama olarak, kovuşturma aşamasında gerçekleşen iade nedeniyle aynı Kanun"un 168/2. maddesinin tatbik edileceğinde bir tereddüt bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Müştekinin bozma öncesi duruşmada, 01.10.2015 tarihli celsede alınan beyanında, sanığın kendisine 500,00 TL verdiğini, ancak kalan 500,00 TL"sini vermediği için sanıktan
şikayetçi olduğunu belirttiği, bozma sonrası müştekinin 17.10.2017 tarihli celsede alınan beyanında ise zararının karşılandığını ve zararının kalmadığını beyan ettiği olayda; müştekinin 01.10.2015 tarihli celsede alınan beyanında belirttiği üzere sanık tarafından yapılan 500,00 TL ödemenin hangi tarihte yapıldığı müştekiden sorularak, ödemenin soruşturma evresinde gerçekleşmesi halinde, müştekiye kısmi iade nedeniyle ceza indirimine muvafakatinin bulunup bulunmadığı sorulduktan sonra, kısmi iadeye rızasının bulunmaması halinde TCK’nun 168/2. maddesinin, muvafakatinin bulunması halinde TCK’nun 168/1. maddesinin uygulanması gerekeceği; müştekinin 01.10.2015 tarihli celsede alınan beyanında belirttiği üzere yapılan 500 TL ödemenin kovuşturma evresinde gerçekleşmesi halinde ise sanık hakkında TCK"nun 168/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.