Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15158 Esas 2017/387 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15158
Karar No: 2017/387
Karar Tarihi: 24.01.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15158 Esas 2017/387 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalıya ait işyerinde mesul müdür olarak çalışmış ve dava dışı bir kişinin işyerini devrettiği sırada kefil olarak 17.600 TL teminat senedini imzalamıştır. Davacı, senedin takibe konulduğunu ve borçlu olmadığını iddia ederek, menfi tespit davası açmıştır. Davalı, işyerini davacıya noterden mesul müdürlük vermek şeklinde devrettiğini ve senedin teminat senedi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme, iş yerinde meydana gelebilecek zarar ziyanı teminat altına almak için senedin düzenlendiği gerekçesiyle davacının talebini kabul etmiştir. Ancak davalı, davacının senet üzerinde aval veren konumunda olduğunu ve borcu teminat altına aldığını savunmuştur. TTK'nın 702/2. maddesi uyarınca aval veren kişi teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da taahhüdü geçerlidir. Bu nedenle mahkeme kararı yanılgılı gerekçelerle verildiği için bozulmuştur.
TTK'nın 702/2. maddesi açıklanması isteniyor. Bu madde, aval verenin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa bile taahhüdünün geçerli olduğunu hükme bağlar.
19. Hukuk Dairesi         2016/15158 E.  ,  2017/387 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde mesul müdür çalıştığını ve işyerinin dava dışı..."e devredildiğini ..."den alınan 15.11.2007 tanzim tarihli 17.600,00 TL teminat senedini kendisinin de davalının baskısı ile kefil olarak imzaladığını, senedin takibe konulduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, kiracı olarak işlettiği işyerinin aslında davacıya devredildiğini, ancak bunu devir şeklinde değil de davacıya noterden düzenlenen mesul müdürlük vermek şeklinde gösterildiğini, senedin teminat senedi olmadığını, dava dışı ..."in borçlu davacının da kefil olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre, taraflar arasında herhangi bir alacak ve borç ilişkisinin bulunmadığı, davalının davacıyı iş yerine mesul müdür olarak noter belgesi ile atamış olduğu, iş yerinde meydana gelebilecek zarar ziyanı teminat altına almak için dava konusu teminat senedinin düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava icra takibine konu bonodan dolayı İİK 72. maddesine göre açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, bonoda davacı aval veren konumundadır. TTK"nun 702/2. maddesi “aval veren kişi teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir” hükmünü içermektedir.
    Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ile yoruma dayalı karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.