Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2112
Karar No: 2015/2234
Karar Tarihi: 03.06.2015

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/2112 Esas 2015/2234 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık M.T.'nin duruşmada hazır olma hakkı olduğu ve savunma hakkının kısıtlanmasının mutlak bir bozma nedeni olduğu belirtilerek, sanığın istinabe mahkemesinde savunma yapmaya zorlanması nedeniyle CMK'nın 196.maddesi ve AİHS'nin 6/3-c maddesine muhalefet edildiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozuldu. CMK'nın 196/4. maddesine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle savunmasının alınabilmesi olanağı araştırılmadan sanığın istinabe mahkemesinde savunma yapmaya zorlanması da kanuna aykırı bulundu.
Kanun Maddeleri:
- CMK (5271) Madde 196/4
- AİHS'nin 6/3-c maddesi
18. Ceza Dairesi         2015/2112 E.  ,  2015/2234 K.
  • DURUŞMADAN BAĞIŞIK TUTULMA
  • SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI
  • İSTİNABE
  • YARGI ÇEVRESİ DIŞINDA BULUNAN TUTUKLU SANIK
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 196

"İçtihat Metni"

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Dairemizce de benimsenen CGK’nın 2011/4-248 E. ve 2012/37 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sorgusundan önce sanığa, ifadesini yargılamayı yapan mahkeme huzurunda vermek isteyip istemediğinin sorulmaması veya sorulması üzerine duruşmadan bağışık tutulmak istemediğini belirtmesine karşın istinabe ile alınan ifadesiyle yetinilmesi savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağından mutlak bir bozma nedenidir. Sanığın duruşmada hazır bulunabilmesi, yükümlülük yönü olmakla birlikte öncelikle kendisi açısından bir hak olup, bu hak adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birini oluşturmaktadır. Tarafı olduğumuz ve onaylamakla iç hukuk mevzuatına dâhil ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, sanığın kendisini bizzat savunma hakkı bulunduğu belirtilmekle, mahkeme huzurunda doğrudan savunmasını yapabilmesi için duruşmada hazır bulunma hakkının varlığı da zımnen kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, sanık M.. T.."ın savunmasının alınması için 14.04.2011 tarihli istinabe talebinin sanığın esas mahkemesinde savunma yapmak istediğine dair beyanının alınarak iade edildiği, 28.07.2011 tarihli “yeniden sanığın savunmasının alınması ve esas mahkemesi huzurunda hazır edilmesi yönünde talebi olduğu takdirde bu yöndeki talebi uyarınca işlem yapılmayacağı savunma vermediği takdirde savunma yapma hakkından vazgeçmiş sayılacağı” hususu belirtilerek yeni bir istinabe yazıldığı, sanığın Kandıra SCM.nin 2011/255 sayılı istinabe duruşmasının 08.09.2011 tarihli 1. celsesinde savunma yapmak istediğini, ancak barodan avukat atanmasını talep ve ayrıca savunmasını hazırlaması için süre verilmesini talep ettiği, 29.09.2011 tarihli celsede ise esas mahkemesinde savunma yapmak istediğini beyan etmesi üzerine evrakın esas mahkemesine iade edildiği, bunun üzerine esas mahkemesinin sanığın mahkemelerinde savunma yapma isteminin reddine, savunma yapma hakkından vazgeçmiş sayılmasına karar verilip sanık hakkında atılı suçlardan hüküm kurulması karşısında,
1-Duruşmalardan bağışık tutulmak istemeyen sanık savunmasının esas mahkemesince alınması gerektiği gözetilmeden veya,
2- CMK’nın 196/4. maddesine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle savunmasının alınabilmesi olanağı araştırılmadan,
Sanığın istinabe mahkemesinde savunma yapmaya zorlanarak CMK’nın 196.maddesi ve AİHS’nin 6/3-c maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık M.. T..’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03.06.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi