10. Hukuk Dairesi 2020/11438 E. , 2021/11210 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2019/48-2020/1435
İlk Derece
Mahkemesi : Uşak 1. İş Mahkemesi
No : 2017/33-2018/393
Dava, Kurum işlemi iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Müteveffa eşinden ve müteveffa babasından dolayı aylık aldığını ancak babasından aldığı aylığın kesildiğini, Kurumca borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, iş bu borçtan sorumlu olmadığının tespiti, kurum işlemi iptali istemine ilişkindir .
II-CEVAP
Kurum vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince , “davanın reddine” dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU NEDENLERİ
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, davanın kabulü gerekirken reddine karar verildiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
5510 sayılı Yasa 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, iş bu Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce ise , sosyal güvence sağlayan Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur Emekli Sndığı şeklinde ayrı kurumlar bulunmaktadır. Bu kapsamda ilgili her Yasa koruma altına aldığı sigortalılar bakımından hüküm doğuracaktır. Şayet başka bir mevzuatın uygulanması gerektiğinden bahisle açıkça bir atıf yapılmamış ise, diğer yasa hükümleri dikkate alınmayacaktır.
2926 sayılı Kanunun 27. ve 28. maddeleri, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 56. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış, 4956 sayılı Kanunun aynı gün yürürlüğe giren 54. maddesiyle 2926 sayılı Kanuna Ek 3. madde eklenmiş, söz konusu Ek maddede, 1479 sayılı Kanunun 45. ve 46. maddelerinin 2926 sayılı Kanun hükümleri kapsamındaki sigortalılar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
5510 sayılı Yasa"nın Geçici 1. maddesine göre, ölüm aylıklarının bağlanmasında yürürlükten kalkan 1479, 506, 2926, 2925 sayılı Yasa hükümleri uygulanacağından, 5510 sayılı Yasanın 54. maddesinin de somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmamaktadır.
Her uyuşmazlığın yürürlükte bulunduğu mevzuat hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kuralı gereğince, babanın ölüm tarihindeki 2926 sayılı Yasa"daki düzenlemelere değer verilmesi, buna göre 2926 sayılı Kanun uyarınca ölüm aylığının tahsisi ve kesilmesi işlemlerinin 02/08/2003 tarihinden önceki dönem yönünden 4956 sayılı Kanunun 56. maddesi ile yürürlükten kaldırılan Mülga 2926 sayılı Kanunun 27. ve 28. maddelerine göre, 02/08/2003 tarihinden sonra Mülga 1479 sayılı Kanunun 45. ve 46. maddelerine göre yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, eşin vefat tarihi 20.02.1994 ve sigortalılık kapsamı bakımından 1479 sayılı Yasa kapsamında olması , babanın sigortalılık kapsamının 2926 sayılı Yasa kapsamında oluşu ve babanın ölüm tarihi olan 01.02.1990 tarihinde yürürlükte olan ve 02/08/2003 tarihine kadar yürürlükte olan Mülga 2926 sayılı Kanunun “Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlıklı 27. maddesinin 2. fıkrasının c alt bendinde, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi bir işte çalışmayan veya buralardan aylık veya gelir almayan yaşları ne olursa olsun evli olmayan kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirttikten sonra, “Ölüm sigortasından bağlanan aylığın kesilmesi” başlıklı 28. maddesinin 2. fıkrasında, sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi işlerde çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden dönem başından itibaren kesileceği, aylığın kesilmesine yol açan sebebin son bulması halinde, bu tarihi takibeden aybaşından itibaren herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi bir işte çalışmamak veya buralardan aylık veya gelir almamak kaydıyla yeniden aylık bağlanacağı belirtilmesi karşısında ;Mahkemece bu yasal düzenleme gereğinin dikkate alınmaması hatalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.