Esas No: 2021/11478
Karar No: 2022/792
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11478 Esas 2022/792 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kadastro Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, çekişmeli taşınmazın mera vasfıyla özel siciline tescili kararlaştırılmıştır. Ancak, tapu kaydının kapsamının usulünce belirlenmemesi ve eksik araştırma yapılması nedeniyle hüküm bozulmuştur. Mahkeme, öncelikle tüm tapu kayıtlarının tedavülleriyle varsa haritası ve tespitlerine esas olan diğer belgelerin getirtilmesi, ardından mahallinde teknik bilirkişi ve yerel bilirkişilerin katılımıyla keşif yapılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, Kadastro Kanunu'nun 11 ve 27. maddeleri gereği kayıt uygulaması, zilyetlik araştırması ve mera araştırması yapılması da gerekmektedir. Sonuç olarak, karar bozulmuş ve karar düzeltme hakkı tanınmıştır.
Kanun Maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11, 14, 20/A, 27. ve 1086 sayılı HUMK'un 428. ve 440/I maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... ve arkadaşları vekili ile davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında ... İli ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 199 ada 3 parsel sayılı 457.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil davasının konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, ardından kadastro komisyonuna yapılan itirazın taşınmazın kadimden beri köy merası olduğu belirtilerek red kararı verilmesi üzerine dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı ... ve arkadaşları, taşınmazın bir kısmı hakkında tapu kaydı, satın alma, ifraz, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış olup, açtıkları dava eldeki dava ile birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı ... ve arkadaşlarıda aynı nedenlerle dayanarak taşınmazın bir kısmının adlarına tescili için dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesinde, yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli 199 ada 3 parselin mera vasfıyla özel siciline tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ..., davacı ... ve arkadaşları vekili ile davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konu taşınmazın tespitine esas tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsadığı ancak taşınmazın mera olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de aktarılan davanın kapsamı kesin olarak belirlenmemiş, tespite esas alınan ve tarafların dayandıkları tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ve revizyon durumu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle revizyon gördüğü taşınmazların tutanakları getirtilmemiş, tapu kayıtlarının kapsamı usulünce belirlenmemiş, taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ile oluşmuş ise tapu kayıtları getirtilerek kayıtlar yöntemince uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tarafların dayanakları ile tespite esas tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ile varsa tespitlerine esas alınan tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, tapu kaydının revizyon durumu araştırılmalı, revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmazların tespit tutanakları celbedilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte öncelikle, yerel bilirkişi ve tanıklara aktarılan davanın dayanağı olan dava dilekçesi ve eki belgeler ayrıntılı biçimde okunup anlatılmalı, bundan sonra davaya konu edilen taşınmazların hudutlarının zeminde yerel bilirkişi ve tanıklarca ayrı ayrı gösterilmesi istenilmeli, bu yolla aktarılan davaya konu edilen taşınmaz ya da taşınmazların hangi taşınmaz ya da taşınmazlar olduğu, ada ve parsel numaraları duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmeli ve bu yolla aktarılan davanın kapsamı sağlıklı biçimde saptanmalı, aktarılan davanın kapsamında kalıp kadastro tespitlerinin yanılgı ile kesinleşmiş olduğu anlaşılan taşınmazlar var ise, sözü edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştirilmesinin hukuksal bir değer taşımayacağı düşünülmeli, aktarılan davanın kapsamında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra taşınmazlarla ilgili, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11 ve 27. maddelerinde öngörülen şekilde yöntemine uygun olarak askı ilanı yapılmalı, askı ilan tutanakları dosya arasına konulmalı ve askı ilan süresi dolduktan sonra davaya devam edilmelidir. Aktarılan davanın kapsamı dışında kalıp da hakkında askı ilan süresinde açılmış dava bulunmayan taşınmazların tutanak asılları ve eklerinin ise kadastro işlemlerinin olağan usullere göre tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne iade edilmesi gerektiği düşünülmelidir. Aynı taşınmazlar hakkında başkaca halen derdest olan dava bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise birleştirilmesi hususu üzerinde de önemle durulmalı; aktarılan davanın kapsamında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra, yerel bilirkişi ve tanıklardan, tarafların dayandığı ve tespite esas tapu kayıtları ile varsa haritası yöntemince uygulanıp, kapsamı öncelikle 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının haritasının/ krokisinin olmaması ya da uygulama kabiliyetinin bulunmaması halinde ise kaydın sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup, kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanakları ile dayanaklarından yararlanılmalı ve bu yolla kayıt uygulamasına ilişkin tanık ve yerel bilirkişi sözleri denetlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; dava konusu taşınmazların söz konusu tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde zilyetlik araştırması yapılarak, aktarılan dava tarihine kadar zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar da dikkate alınmak suretiyle, taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmalı, bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları ve uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ..., davacı ... ve arkadaşları vekili ile davacı ... temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 07.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.