1. Hukuk Dairesi 2016/17703 E. , 2020/1958 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ... ve ...vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’un 6 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını davalı oğlu ...’a, ...’ın da kayınbiraderi olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in, ...’ı vekil tayin ederek 132/301 payı davalı ...’e devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, 12.05.2015 tarihli dilekçesi ile davalılar ... ve ...yönünden davaya devam ettiğini ve miras payı oranında iptal tescil isteğinde bulunduğunu bildirmiştir. Davalı ... taşınmazı mirasbırakandan bedeli karşılığı satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine, mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Davalı ..., taşınmazı ...’dan satın aldığını ve ihtiyaçları nedeniyle de ...’a sattığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., taşınmazın 132/301 payını ...’den tapu kaydına güvenerek iyi niyetle satın aldığını, taşınmazda kat mülkiyeti tesisi için yüklü miktarda masraf yaptığını ve kendine düşen daireleri sahiplendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ... yönünden iyi niyetli malik olduğu gerekçesiyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1926 doğumlu mirasbırakan ...’un 12.08.2002 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak dava dışı eşi ..., davacı kızı ... ile davalı oğlu ...’ı bıraktığı, ...’ın yargılama aşamasında ölümü ile geride mirasçı olarak eşi ... ve çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in kaldığı, ... mirasçılarının davaya dahil edildiği, 87 ada 6 parsel sayılı 300,97 m2 miktarlı altında 3 dükkanı bulunan iki katlı kargir ev vasıflı taşınmazın 263/301 payı mirasbırakan ... adına kayıtlı iken, payının tamamını 10.09.2001 tarihinde davalı oğlu ...’a, ...’ın da temlik aldığı payı 09.08.2005 tarihinde kaynı olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, ... ‘in temlik aldığı paydan 131/301 payı uhdesinde bırakarak, 132/301 payı 05.10.2007 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temlikin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
A-Davacı vekili tarafından 15.05.2015 tarihli celsede “davaya davalılar ... ve ... adına devam etmek istiyoruz” şeklinde beyanda bulunulduğu, bu beyanın davalı ... hakkındaki davada, vazgeçme, feragat veya takipsiz bırakma işlemlerinden hangisi olduğu anlaşılmamakla beraber, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince bu husus aytınlatılmadan hükümde ... mirasçıları hakkında herhangi bir karar verilmediği gibi, yine 6100 sayılı HMK’nin 304. vd maddeleri gereğince hükmün tashihine ilişkin bir talep bulunmadığı halde, ...’a karşı dava takip edilmediğinden, ... mirasçılarının taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle ... mirasçılarının karar başlığından çıkarılmasına ilişkin tutanak düzenlenmesi de doğru değildir.
B-Davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilirken, ... adına kayıtlı 131/301 pay üzerinden davacının miras payı oranında iptal tescile karar verilmesi gerekirken, ... tarafından davalı ..."e devredilen 132/301 payın da iptal tescil kapsamına alınarak, sonuçta toplam 263/301 pay üzerinden iptal ve tescile karar verilmesi isabetsizdir.
C-Taşınmazın aynına ilişkin davalarda dava değeri, davalı adına kayıtlı dava konusu taşınmazdaki davacının 3/8 oranındaki miras payının dava tarihindeki değeri olup, bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.Davalı ... aleyhine, adına kayıtlı 131/301 paydan, davacının miras payı oranında hesaplanacak dava değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 263/301 payın tamamı üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
D-Davalı ... yönünden açılan davanın tamamı reddedildiğinden, davalı ... lehine, adına kayıtlı 132/301 paydan, davacının miras payı oranında hesaplanacak dava tarihindeki değer üzerinden nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
E-6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca, hüküm sonuç kısmında; davadaki taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Eldeki davada, mahkemece "...dışındaki davalılar yönünden, davanın kısmen kabulüne ve yargılama harç ve giderlerinin ...dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınması" şeklinde kurulan hükmün usul ve yasaya uygun olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Hâl böyle olunca; mahkemece davacının davalılardan ... hakkındaki talebinin ne olduğunun 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi uyarınca açıklattırılması ve ... mirasçıları hakkında buna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda değinilen diğer hususlar da göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalılar ... ve ...’ın açıklanan yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasa"nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.