Esas No: 2018/7938
Karar No: 2018/22213
Karar Tarihi: 20.12.2018
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/7938 Esas 2018/22213 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tehdit, kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2 (iki kez), 106/1-1. cümle, 125/1, 125/4, 43/2 (iki kez) ve 62. (dört kez) maddeleri gereğince 6 ay 7 gün, 3 ay 10 gün (iki kez) ve 3 ay 19 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının anılan Kanun"un 58/6-7. maddesi gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı kararının Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanıp uygulanmayacağı ile tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin 6763 sayılı Kanun kapsamında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesi gereğince yeniden değerlendirilmesi talebinde bulunulması üzerine, hükümlerdeki 2. kez mükerrir olarak yazılan kısmın düzeltilerek 1. kez mükerrir olarak infazına, kararın diğer kısımlarının aynen infazına, tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararına karşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulü ile bahse konu ek kararın iki numaralı bendinde yer alan tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ortadan kaldırılmasına dair.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1070 Değişik İş sayılı kararını takiben, mahkemesince itiraz konusu hakkında da karar verilmesinin talep edilmesi üzerine .... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının iki numaralı bendinde yer alan tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ortadan kaldırılmasına, tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin hükümlerin infazının durdurulmasına, uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/01/2018 tarihli ve 2018/6 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/10/2018 gün ve 94660652-105-31-11217-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/11/2018 gün ve 2018/89983 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının bir numaralı bendi yönünden yapılan incelemede,
.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835
./..
.2.
esas, 2016/3574 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, hükümde var olan hukuka aykırılıkların bu aşamadan sonra ancak olağanüstü kanun yolları ile giderilebileceği, nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12/03/2018 tarihli ve 2017/5328 esas, 2018/4816 sayılı ilamı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamının itiraz nedenleri ile sınırlı olarak kaldırılmasına ve hükümde yer alan ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmasına karar verildiği dikkate alındığında, mahkemesince kesin hüküm otoritesine aykırı olarak hükümde var olan hukuka aykırılığın re"sen giderilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-.... n 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1070 değişik iş ve 05/01/2018 tarihli ve 2018/6 değişik iş sayılı kararları yönünden yapılan incelemede,
Sanığın üzerine atılı suçların kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçları olduğu, 6763 sayılı Kanun değişikliği öncesinde de kasten yaralama ve hakaret suçları uzlaştırma kapsamında olup 6763 sayılı Kanun değişikliği ile 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1.cümlesinde tanımlanan tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, soruşturma aşamasında 6763 sayılı Kanun değişikliği öncesi döneme ilişkin usulüne uygun uzlaştırma tekliflerinin yapıldığı ancak sağlanamadığı, her ne kadar 6763 sayılı Kanun değişikliği sonrası tehdit suçu da uzlaştırma kapsamına alınsa da bu hususun sonucu değiştirmeyeceği dikkate alındığında, merciince itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının bir numaralı fıkrasının,.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, hükümde var olan hukuka aykırılıkların bu aşamadan sonra ancak olağanüstü kanun yolları ile giderilebileceği, nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12/03/2018 tarihli ve 2017/5328 esas, 2018/4816 sayılı ilamı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamının itiraz nedenleri ile sınırlı olarak kaldırılmasına ve hükümde yer alan ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmasına karar verildiği dikkate alındığında, mahkemesince kesin hüküm otoritesine aykırı olarak hükümde var olan hukuka aykırılığın re"sen giderilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği,.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1070 Değişik İş ve 05/01/2018 tarihli ve 2018/6 Değişik İş sayılı kararlarının, sanığın üzerine atılı suçların kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçları olduğu,
./..
.2.
6763 sayılı Kanun değişikliği öncesinde de kasten yaralama ve hakaret suçları uzlaştırma kapsamında olup 6763 sayılı Kanun değişikliği ile 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1.cümlesinde tanımlanan tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, soruşturma aşamasında 6763 sayılı Kanun değişikliği öncesi döneme ilişkin usulüne uygun uzlaştırma tekliflerinin yapıldığı ancak sağlanamadığı, her ne kadar 6763 sayılı Kanun değişikliği sonrası tehdit suçu da uzlaştırma kapsamına alınsa da bu hususun sonucu değiştirmeyeceği dikkate alındığında, merciince itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Dairemizin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamıyla hükümlerin düzeltilerek onanması suretiyle kesinleşmesini müteakip, hükümlerin içeriğinde yer alan hukuka aykırılığın mahkeme tarafından ek kararla giderilip giderilemeyeceğinin ve buna bağlı olarak.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının bir numaralı fıkrasında isabet bulunup bulunmadığının, yine sanığa yükletilen suçlar yönünden 6763 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik çerçevesinde uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
./..
.3.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin birinci fıkrası; "Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür", "Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231. maddesinin birinci fıkrası; "Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.", "Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar" başlıklı 232. maddesinin üçüncü fıkrası; "Hükmün gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün içinde dava dosyasına konulur.", aynı maddenin altıncı fıkrası ise; "Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir." hükümlerini içermektedir.
Ceza Genel Kurulu"nun 03/04/2018 tarihli ve 2015/16-873 esas, 2018/145 sayılı kararında da açıklandığı üzere; duruşmanın bittiği bildirildikten sonra CMK"nın 223. maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm verilmesi zorunludur. Bu hükümde gerekçeye yer verilmese dahi, anılan kanunun 232. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme imkânının bulunup bulunmadığının, başvuru imkânı varsa süresi ve merciinin tereddüde mahal bırakmayacak şekilde mutlaka belirtilmesi gerekmektedir. Uygulamada bu şekilde gerekçesi açıklanmadan hüküm verilmesine kısa karar denilmektedir. Kısa karar olarak adlandırılan bu hüküm fıkrasının tümüyle duruşma tutanağına geçirilmesi, akabinde okunarak, gerekçesinin ana hatlarıyla anlatılması gerekmekte olup kısa karar yani hüküm bu şekilde açıklandıktan sonra geçerlilik kazanacaktır. Gerekçeye yer verilmeden sadece kısa karar olarak adlandırılan "hüküm-sonuç" bölümünün açıklanmasından sonra, maddi olayın açıklandığı "sorun" bölümü ile delillerle sonuç arasındaki bağın, yani neden bu sonuca ulaşıldığının anlatıldığı ve hukuki nitelendirmenin yer aldığı "gerekçe" bölümünün hüküm fıkrasına da yer verilmek suretiyle, kısa kararın açıklanmasından itibaren on beş gün içinde yazılması gerekmektedir. Bu şekilde sorun, gerekçe ve hüküm-sonuç bölümünden oluşan karara ise uygulama da gerekçeli karar denilmektedir.
Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşmiş uygulama ve kabullerine göre, hükmün esasını kısa karar oluşturmaktadır. Tutanağa geçirilmesi ve açıklanması suretiyle hukuken geçerlilik kazanmış kısa kararın/hükmün önemine binaen mahkemelerin kısa karar
./..
.4.
oluştururken son derece dikkatli ve ciddi davranmaları gerekmektedir. Ancak hüküm kurulurken çeşitli hatalar yapılabildiği, örneğin nitelikli haller nedeniyle ceza artırılırken artırım oranlarında, bazen de sonuçlarında hatalar yapılabildiği gibi indirim nedeninin uygulanması sırasında da hesap hatası yapılarak daha az ceza tayin edildiği, hatta nitelikli hal nedeniyle cezanın artırılması yerine indirilmesi yoluna gidildiği, ilgili kanun maddesinde suç için hapis cezası ile birlikte para cezası da öngörüldüğü halde, yalnızca hapis ya da para cezasına hükmedildiği, öngörülmüş cezanın alt sınırının da altında olacak şekilde bir ceza tayin edildiği veya belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sırasında işlem hataları yapıldığı görülmektedir. Uygulamada hükmün kurulması sırasında yapılan hatalar, "uygulama hatası", "hesaplama hatası", "yazım hatası" şeklinde tasniflere tabi tutulmaktadır. Uygulama hatası; yargılama araçlarının belirli biçimde hatalı takdir edilmelerinden kaynaklanan hukuki yanılgılardır. Hesaplama hatası, cezanın artırımı veya eksiltimi sırasında yapılan matematiksel işlem hatalarıdır. Yazım hataları ise, olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde gerçekleşmeyecek olan isim, yaş vb. bilgilerin yanlış yazılmasıdır. Esasen hesaplama ve yazım hataları da uygulama neticesinde ortaya çıkmış hatalar olduğundan sonuç itibarıyla birer uygulama hatasıdır. Kaldı ki bazen yapılan yanlışlığın ne tür bir hata olduğu da tam belirlenememektedir. Yerleşmiş uygulama ve kabullere göre, uygulama ve hesap hataları dışında kalan ve sonuç ceza üzerinde değişikliğe yol açmayan maddi yazım hatalarının yöntem ve zaman sınırlamasına tabi bulunmaksızın, bizzat bu hatayı yapan merci tarafından kendiliğinden veya denetim muhakemesi sonunda verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilmesi mümkündür. Ancak bu hataların dışında kalan ve hükmün esasıyla sonucunu etkileyen hatalar ancak kanun yoluna müracaat neticesinde düzeltilebilecektir.
Hüküm ve kararlara yönelik kanun yoluna başvurulabilmesi esas olmakla, istisnai olarak bazı hüküm ve kararlara karşı kanun yoluna başvuru imkanı tanınmamıştır. Kanun yolları olağan ve olağanüstü kanun yolu olarak düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK"da olağan kanun yolları itiraz, istinaf ve temyiz, olağanüstü kanun yolları ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesidir. Olağan kanun yolları kesin olmayan hüküm ve kararlara yöneliktir. Olağanüstü kanun yolları ise yöntemince kesinleşmiş olan hüküm ve kararlara yöneliktir. Bir hüküm veya karar, niteliği itibariyle kesinse ya da olağan kanun yolundan geçerek kesinleşmişse ve halen hukuka aykırılık barındırıyorsa bu aykırılık ancak olağanüstü kanun yoluyla giderilebilecektir.
Ceza Genel Kurulu"nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü
./..
.5.
veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK"nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK"nın 5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; "(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez." biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun"un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun"un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun"la değişik CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
./..
.6.
karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. " denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında 15/05/2011 tarihli eylemleri nedeniyle TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1-2, 86/2, 86/3.e, 86/2, 125/1, 125/4, 43/1-2 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 86/2, 62, 86/2, 62, 106/1-1. cümle, 43/2, 62, 125/1, 125/4, 43/2 ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 3 ay 10 gün, 3 ay 10 gün, 6 ay 7 gün ve 3 ay 19 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının anılan Kanun"un 58/6-7. maddesi gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, hükümlerin sanık tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamı ile hükümlerin TCK"nın 53/1-b bendi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği, hükümlerin kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanıp uygulanmayacağı yönünden ve 6763 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklik çerçevesinde uzlaştırma yönünden yeniden değerlendirilme talebinde bulunulması üzerine,.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının birinci fıkrasında, hükümlerdeki 2. kez mükerrir olarak yazılan kısmın düzeltilerek 1. kez mükerrir olarak infazına, kararın diğer kısımlarının aynen infazına, anılan ek kararın ikinci fıkrasında ise tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, anılan ek kararın ikinci fıkrasında yer alan tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmına Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildiği, itiraz üzerine.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1070 Değişik İş sayılı kararıyla ek kararın ikinci fıkrasında yer alan tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmın ortadan kaldırılmasına karar verildiği, mahkemesince itiraz konusu hakkında da karar verilmesinin talep edilmesi üzerine .... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/01/2018 tarihli ve 2018/6 Değişik İş sayılı kararıyla bu kez, .... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198
./..
.7.
esas, 2012/303 sayılı ek kararının iki numaralı fıkrasında yer alan tehdit ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla işlenmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ortadan kaldırılmasına, tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin hükümlerin infazının durdurulmasına, uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği,
Dairemizin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildiği, Dairemizin 12/03/2018 tarihli ve 2017/5328 esas, 2018/4816 sayılı ilamı ile 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamın itiraz nedenleri ile sınırlı olarak kaldırılmasına, hükümlerde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlardan (b) ibareleri ile TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkralardaki “ikinci kez” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
1)İskenderun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının, hükümlerdeki 2. kez mükerrir olarak yazılan kısmın düzeltilerek 1. kez mükerrir olarak infazına, kararın diğer kısımlarının aynen infazına dair bir numaralı fıkrası yönünden,
Yerleşmiş uygulama ve kabullere göre, uygulama ve hesap hataları dışında kalan ve sonuç ceza üzerinde değişikliğe yol açmayan maddi yazım hatalarının yöntem ve zaman sınırlamasına tabi bulunmaksızın, bizzat bu hatayı yapan merci tarafından kendiliğinden veya denetim muhakemesi sonunda verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilmesi mümkündür. Ancak bu hataların dışında kalan ve hükmün esasıyla sonucunu etkileyen hatalar ancak kanun yoluna müracaat neticesinde düzeltilebilecektir. Hüküm ve kararlara yönelik kanun yoluna başvurulabilmesi esas olmakla, istisnai olarak bazı hüküm ve kararlara karşı kanun yoluna başvuru imkanı tanınmamıştır. Kanun yolları olağan ve olağanüstü kanun yolu olarak düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK"da olağan kanun yolları itiraz, istinaf ve temyiz, olağanüstü kanun yolları ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesidir. Olağan kanun yolları kesin olmayan hüküm ve kararlara yöneliktir. Olağanüstü kanun yolları ise yöntemince kesinleşmiş olan hüküm ve kararlara yöneliktir. Bir hüküm veya karar, niteliği itibariyle kesinse ya da olağan kanun yolundan geçerek kesinleşmişse ve halen hukuka aykırılık barındırıyorsa bu aykırılık ancak olağanüstü kanun yoluyla giderilebilecektir.
Somut olaya gelince,.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı kararıyla sanık ..."ün TCK"nın 86/2, 62, 86/2, 62, 106/1-1. cümle, 43/2, 62, 125/1, 125/4, 43/2 ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 3 ay 10 gün, 3 ay 10 gün, 6 ay 7 gün ve 3 ay 19 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının anılan Kanun"un 58/6-7. maddesi gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiğinin, hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 29/02/2016 tarihli ve 2013/38835 esas, 2016/3574 karar sayılı ilamı ile
./..
.8.
sanık hakkında ikinci kez mükerrirlik koşullarının bulunmamasına karşın, sehven sadece TCK"nın 53/1-b bendi yönünden hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; anılan hükümlerin Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi nedeniyle sanık hakkında ikinci kez mükerrirlik uygulanmasına ilişkin sanık aleyhine olan hukuka aykırılığın ancak CMK"nın 308. maddesinde düzenlenen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı yoluyla giderilebileceği gözetilip, dosyanın anılan aykırılık yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılına gönderilmesi yerine, 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının bir numaralı fıkrasında, hükümlerdeki 2. kez mükerrir olarak yazılan kısmın düzeltilerek 1. kez mükerrir olarak infazına karar verilmiş ise de, hükümlerin sonuçlarını etkileyecek şekilde ve kesin hükmün otoritesini zedeleyecek biçimde kurulan ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değer taşımayan ek kararın ise kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşıldığından,.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı ek kararının, hükümlerdeki 2. kez mükerrir olarak yazılan kısmın düzeltilerek 1. kez mükerrir olarak infazına, kararın diğer kısımlarının aynen infazına dair bir numaralı fıkrasına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
2)Tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin hükümlerin infazının durdurulmasına, uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine dair.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1070 Değişik İş ve 05/01/2018 tarihli ve 2018/6 Değişik İş sayılı kararları yönünden;
.... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/198 esas, 2012/303 sayılı kararıyla sanık ..."ün, 15/05/2011 tarihli eylemleri nedeniyle TCK"nın 86/2, 62, 86/2, 62, 106/1-1. cümle, 43/2, 62, 125/1, 125/4, 43/2 ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 3 ay 10 gün, 3 ay 10 gün, 6 ay 7 gün ve 3 ay 19 gün hapis cezaları ile cezalandırılması, CMK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinde "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" biçiminde düzenlemenin yer alması, sanığın incelemeye konu suçları birlikte işlediğinin belirlenmesi, suç ve karar tarihi itibariyle tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunmaması, sanığa yükletilen hakaret ve kasten yaralama suçlarının ise, CMK’nın 253/3-son cümlesindeki düzenleme uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamında bulunmadıklarının anlaşılması karşısında, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanığa yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle hakaret ve kasten yaralama suçlarının da uzlaştırma kapsamına girdiği ve bu nedenle tüm suçlar yönünden uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği anlaşıldığından, sanığa isnat edilen tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin hükümlerin infazının durdurulmasına, uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine dair.... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1070 Değişik İş ve 05/01/2018 tarihli ve 2018/6 Değişik İş sayılı kararlarında isabetsizlik
./..
.9.
bulunmadığı anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.