Esas No: 2021/17365
Karar No: 2022/796
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17365 Esas 2022/796 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir taşınmazın yüzölçümündeki eksiklik nedeniyle açılmıştır. İlk derece mahkemesi talebi reddederken, istinaf mahkemesi kamu düzeni kapsamında kabul edip, davanın zamanaşımı nedeniyle reddetti. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu kararı hukuki ve usul açısından yanlıştır. Davanın aslında Kadastro Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği ve 22-A maddesi uygulamasına ilişkin tutanakların henüz kesinleşmemesi nedeniyle davanın yerinde görülmediği belirtilmiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şunlardır: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. ve 22-A maddeleri, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik'in 9. ve 28. maddeleri, 6100 sayılı HMK'nin 371. ve 373/2 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
Taraflar arasında ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucunda, ... İli ... İlçesi ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 108 ada 37 parsel sayılı taşınmaz 3.800,00 metrekare yüzölçümü ile ... adına, 108 ada 36 parsel sayılı taşınmaz ise 3.700,00 metrekare yüzölçümü ile ... adına, 108 ada 38 parsel sayılı taşınmaz ise 7.600,00 metrekare yüzölçümü ile davalı ... adına tescil edilmiş, 09.02.2021 tarihinde ...’e satış yoluyla intikal etmiştir.
Davacı ..., 108 ada 37 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün tapu kaydında eksik olarak belirtildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumetten reddine karar verilmiş; hükmün davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı ... vekili istinaf başvurusunun kamu düzeni ile sınırlı olarak kabulüne, davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılarak davanın tapu iptali ve tescili istemine yönelik olduğu ve hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı taraf dava konusu taşınmazının yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiasına dayanarak öncelikle Kadastro Müdürlüğüne başvurmuş, Kadastro Müdürlüğü ise uyuşmazlığın hükmen çözülmesi gerektiği belirtmek suretiyle davacının başvurusunu reddetmesi üzerine davacı tarafından eldeki dava açılmıştır. Davacı tarafın dava dilekçesi ile aşamalardaki beyanlarından talebinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. madde kapsamında ölçü, tersimat ve hesaplamadan doğan hatanın düzeltilmesi istemine yönelik olduğu anlaşılmakta olup Bölge Adliye Mahkemesi’nin kabulü yerinde değildir. Diğer taraftan, geri çevirme evrakları ile istenilen tapu kayıtlarına göre Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra dava konusu taşınmazlarda Kadastro Kanunu'nun 22-A maddesi uygulaması yapılmış ve taşınmazlar tapuya 22-A maddesi uygulaması ile oluştuğu şekilde tescil edilmiştir.
Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesine göre, uygulama alanında işe başlamadan önce bu alan içinde kalan taşınmazlar hakkında mahalli hukuk mahkemelerinde, sınır veya yüzölçümüne yönelik devam eden davalarla hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesi kadastro müdürü tarafından yazıyla istenerek temin edilir. Yine aynı Yönetmeliğin 28. maddesine göre, uygulama öncesi davalı olup da davaları devam eden taşınmazlardan mahalli hukuk mahkemelerinde davalı olan taşınmazlardaki uyuşmazlık konusu sınıra ve yüzölçümüne yönelikse bu davalara konu sınırlar paftasında itirazlı mülkiyet sınırı olarak teknik yönetmelikteki özel işareti ile gösterilir ve yüzölçümü kesinleştirilmez. Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyalarının ilgili kadastro mahkemesine devri hususunda mahalli hukuk mahkemesine bilgi verilir. Uygulama öncesi davalı olup da davaları devam eden bu taşınmazların tutanakları davalı olarak düzenlenir ve tutanaklarda mahkemenin adı ve dosya numarası belirtilir. Kadastro Müdürünce davalı taşınmazlara ait tutanaklar ve eklerinin tasdikli birer örneği müdürlükte bırakılmak suretiyle asılları ile pafta örnekleri en geç 7 gün içinde ilgili kadastro mahkemesine gönderilir.
Somut olayda 41. madde uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkin dava devam ederken temyiz aşamasında, 22-A maddesi ile oluşturulan hukuki durum tapuya tescil edilmiş ise de, yukarıda anılan yönetmelik hükümleri ve olayın mahiyeti gereği 22-A maddesi uygulamasına ilişkin tutanakların kesinleşmesi mümkün değildir. Hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve davalı olmaları nedeni ile tutanakları henüz kesinleşmeyen yerler hakkında genel mahkemelerin değil Kadastro Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu kuşkusuzdur. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re'sen nazara alınması zorunludur.
Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince; uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olması nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek davanın Kadastro Mahkemesine aktarılması ve dava konusu taşınmazların tapu kaydına davalı şerhi verilip Kadastro Mahkemesinde yargılama yapılması için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak görevsizlik hükmü kurulması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye ya da görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekli olup, yanlış değerlendirme ile davanın tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu kabul edilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca temyiz olunan ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi'nin kararının BOZULMASINA, davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının temyiz edenlere iadesine, HMK'nin 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.