Esas No: 2021/5666
Karar No: 2022/883
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5666 Esas 2022/883 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasıyla bir taşınmaz için kullanıcı şerhi verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Ancak mahkemece yapılan inceleme yeterli bulunmayarak davanın reddine karar verilmiştir. Temyize gidilmiş ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin ardından davacı vekili tarafından yapılan temyiz talebi de sonuçsuz kalmıştır. Bunun üzerine Yargıtay, dosyayı incelenmek üzere geri göndermiştir. Yargıtay, taşınmazın kendisine hangi şekilde intikal ettiği, davacının kullanıcı şerhi verilmesini talep etmesinin nedeni gibi konuların açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtmiş ve daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiğine hükmetmiştir.
Kararda, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına kaydedildiği ve arsa vasfıyla tescillendiği belirtilmiştir. Ayrıca, kullanım kadastrosu sonucunda taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ifade edilmiştir.
Kararın detaylı incelemesi sonucunda, mahkemenin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurmasının doğru olmad
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
MAHKEMESİ : ... 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 18. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.02.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. ...'ın katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 106 ada 40 parsel sayılı 21.659,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın Hazinenin kullanımında olduğu şerhi yazılarak, arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve ... bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının murisi ...'ın, çekişmeli taşınmazı 1976 yılında ...'den satın aldığını bildirerek zilyetlik iddiasında bulunduğu, ancak çekişmeli taşınmazın evveliyatının 493 parsel iken bu parselin ifrazı sonucu çekişmeli 2/B parselinin oluştuğu, 493 parselin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde "... oğlu ...'in işgalinde"olduğuna dair şerhin bulunduğu, davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya sunmuş olduğu vekaletnamenin dava konusu taşınmazla ilgili olmayıp, dava dışı 251 parsel sayılı davacının da hissedar olduğu taşınmaza ilişkin olduğu, davaya konu taşınmaza ilişkin ... tarafından davacıya verilmiş herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı gibi dava konusu taşınmazın tapulama tutanaklarında zilyet olarak ...'in isminin geçtiği, davacı ... veya murisi ...'ın zilyet olarak yer almadığı ve dava konusu taşınmazın davacının murisi tarafından ...'ten satın alındığı hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacı ..., dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazı murisi ...'ın 1976 yılında ...'den satın aldığını ve taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmış olup, Mahkemenin, davacının taşınmazın babası ...’dan intikal ettiği sebebine dayanması nedeniyle tüm mirasçıların davaya katılımının sağlanmasına ya da terekeye temsilci atanmasına yönelik ara kararına karşı davacı vekilinin, dava konusu taşınmazı 30 yıldır müvekkilinin kullandığını beyan etmesi karşısında, davacıdan, taşınmazın beyanlar hanesine hangi nedenle kendi adına kullanıcı şerhi verilmesini talep ettiği hususu açıklattırılmamış, taşınmazın niteliğinin ve tespit tarihi itibariyle kullanım durumunun belirlenebilmesi bakımından en önemli unsur olan hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, sadece teknik bilirkişilerin katılımıyla keşif yapılmış, davacı tanıkları ve mahalli bilirkişiler keşif mahallinde değil usul ve Yasa'ya aykırı bir şekilde duruşmada dinlenilmişlerdir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıdan, çekişmeli taşınmazın kendisine ne şekilde intikal ettiği taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanıp dayanmadığı sorulup saptanmak suretiyle aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmaza ait ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre, taşınmazın kadastro tespit tarihi ya da bu tarihe en yakın tarihlere ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat ve inşaat mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının kimden geldiğini, taşınmazın kimden kime nasıl intikal ettiğini, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne sıfatla kullanıldığını, taşınmazın davacıya intikal edip etmediğini, davacının açıklayacağı dava sebebi de dikkate alınarak taşınmazın paylaşım, satın alma, bağış ya da başka yolla davacıya geçip geçmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, tespit tarihi itibariyle taşınmazın niteliğinin ve kullanım durumunun ne olduğunu açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; inşaat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazın niteliğini, arsa vasfında olup olmadığını, üzerinde muhdesat var ise yaşı ve niteliğini bildirir rapor düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisini, stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle incelenmesi yaptırılarak, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazın kadastro tespit tarihi itibariyle üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığını, zilyetlik var ise sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli ve 2018/486 Esas, 2018/1052 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 08.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.