3. Hukuk Dairesi 2019/921 E. , 2020/1290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 3. AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen (asıl davada)nişanın bozulmasından kaynaklı alacak-maddi tazminat;(karşı davada) nişanın bozulmasından kaynaklı manevi tazminat davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı-karşı davacının istinaf isteminin reddine;davacı-karşı davalının istinaf isteminin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı asıl davada, davalı ile 2015 yılında nişanlandıklarını,nişanlılık sürecinde tüm iyi niyetine rağmen nişanın karşı tarafın kusurlu hareketleri nedeniyle bozulduğunu, nişan nedeniyle davalıya hediye ettikleri takıların taraflarına iade edilmediğini, dilekçelerinde gram ve niteliklerini belirttiklerini bu takıların ve 650 TL paranın taraflarına aynen iadesini,mümkün olmaz ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere nişan sırasında bedeli 15.700 TL"den az olmayan takı bedeli ile düğün salonuna peşinat olarak verilen 2.000 TL, düğün iptali nedeniyle 3.000 TL ve mobilya şirketine ödenen 2.000 TL toplamı olan 7.000 TL maddi tazminatın hakkın doğduğu tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı asıl davaya cevabında,davacının iddialarının asılsız olduğunu,nişanın davacının yüklü miktardaki borçlarını kendisinden saklaması, nişan ve evlilik hazırlıklarında yapılan alışverişlerde, resmi işlemlerde kendisini borç altına sokması nedeniyle bozulduğunu,hediyeleri defalarca kez iade etmeye çalıştıklarını savunarak,davanın reddini istemiş;karşı dava olarak da, nişanın bozulması nedeniyle hem fiziksel, hem ruhsal hem de sosyal açıdan zarar gördüğünü, kişilik hakları ve şahsi değerlerinin saldırıya uğradığını,iş yerinde küçük düşürüldüğünü ileri sürerek;maddi tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile lehine dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizi ile 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, asıl davada 14 ayar takriben 50 gram ağırlığında kolye, küpe ve bileklikten oluşan altın set, tek taş ve beş taş pırlanta yüzük, 14 ayar takriben 20 gram ağırlığında altın bilezik ve altın kolye takımı, 10 adet küçük altın ve 650,00 TL nakit paraya ilişkin talebin konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına;davacı ..."ın 7.000,00TL"lik maddi tazminat talebinin reddine; davalı-karşı davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 7.500,00 TL manevi tazminatın davacı ..."tan alınarak davalı ... verilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı,taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince,davalı-karşı davacı kadının manevi tazminatın miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf talebinin reddine;davacı-karşı davalının maddi tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf talebinin reddine,karşı davacı lehine takdir edilen manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulüne;ilk derece mahkemesinin kararının 3. no"lu bendinin kaldırılmasına;
HMK 353/1-b-2 madde uyarınca dairelerince yeniden hüküm kurulmasına;davalı-davacı ..."ın manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Ancak karar tarihinde yürürlükte olan ve manevi tazminat davalarında hükmedilecek vekalet ücretlerini düzenleyen A.A.Ü.T."nin 10/3 maddesinde ""Bu davaların tamamen reddi durumunda avukatlık ücreti,Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur"" düzenlemesine yer verilmiştir.
Eldeki davada,Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmiş olmakla,davacı-karşı davalı lehine yukarıdaki madde uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile 10.750,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK"nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 8 no"lu bendinin hükümden çıkarılarak yerine 8 no"lu bent olarak ""Karşı dava yönünden ,karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 10/3 fıkrası uyarınca davacı-karşı davalı lehine hükmedilen maktu 2.180 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacı ..."dan alınarak davacı-karşı davalı ..."a verilmesine"" ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca, davalı - karşı davacı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.