10. Hukuk Dairesi 2021/6734 E. , 2021/11205 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
No : 2016/82-2020/323
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Hüküm, 25.12.2020 tarihinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, davacı tarafından, 31.03.2021 tarihinde temyiz isteğinden vazgeçtiğinin bildirilmiş olması karşısında ve vekilin bu kapsamda yetkisinin olduğu anlaşılmakla, temyiz dilekçesinin feragat sebebiyle reddi cihetine gitmek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, mahkemece, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun ilgili hükümleri de esas alınmak suretiyle kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı özel bir duyarlılık ve özenle ortaya konulmalıdır.
Davacı tarafından mahkemenin vermiş olduğu ilk kararda kabule konu süreler davacı tarafından temyiz edilmemiş olmakla bu süreler noktasında Kurum adına kazanılmış hak doğmaktadır. Bu kapsamda, mahkemece 30.11.2006 ile – 01.04.2007 tarih aralığı ile sınırlı olmak üzere karar verilmesi gerekirken ; 29.11.2006 ile 08.12.2007 tarih aralığına dair tespit hükmü verilmiş olması; öte yandan davacının 10.06.2008 ile 05.09.2010 tarih aralığında hizmetlerinin davalı şirket nezdinde bildirimli olması sebebi ile kararın diğer kısmının 01.04.2008 – 08.05.2009 aralığını kapsayacak şekilde verilmesi bozma sebebidir.
Ne var ki, bu aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Kula Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/82 E. 2020/323 K. sayılı hükmü silinerek yerine; “ 1-Davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkette 30/11/2006-01.04.2007 ve 01.04.2008 – 09.06.2008 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine ;
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın peşin alınan 17,15 TL, 2013/36 harç tahsil no ile tahsil edilen 7,15 TL, tamamlama harcı olarak yatırılan 10,55 TL olmak üzere toplam 34,85 TL"nin mahsubu ile bakiye 19,55 TL harcın davalı Kurum harçtan muaf olduğundan, davalı şirketten alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan 17,15 TL başvuru harcı, 17,15 TL peşin harç, 17,70-TL tamamlama harcı, 1.600 TL bilirkişi ücreti, 504,10 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.156,10 TL yargılama giderinin, kabul ret oranına göre 1.796,66 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,kalan yargılama gider masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Kurum tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 3400 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı Kurum kendisini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 3400 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6- Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yapılan yargılama giderleri düşüldükten sonra bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
7-Davalı Kurum tarafından yatırılan avanstan arta kalan avans bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda mahkememizin iş bu kararına karşı tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerinde Yargıtay 10. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2020” ibaresinin yazılmasına; hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.