Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3280
Karar No: 2020/5965
Karar Tarihi: 18.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3280 Esas 2020/5965 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı taraf tarafından takip konusu yapılan çek nedeniyle davacılar davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talebiyle açılan davada, mahkeme davacıların iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay'ın bozma kararı gereği davacının talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararı ile davalının alacağına kavuşturulması geciktirildiğinden, davalı lehine tazminata hükmedilmemesi ve eksik vekalet ücreti belirlendiği için karar bozulmuştur. Bu doğrultuda, davacılardan alınarak davalıya verilecek tazminatın T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre hesaplanması gerektiği sonucuna varılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun Hükmün Kapsamı başlıklı 297/2 maddesi gereği hüküm sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, 16.11.2018 tarihli tavzih kararında yapı
11. Hukuk Dairesi         2020/3280 E.  ,  2020/5965 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 18.09.2018 tarih ve 2018/401-2018/714 sayılı kararın ve 16.11.2018 tarihli tavzihe yönelik ek kararının Yargıtay"ca temyizen duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.12.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılmakla hazır bulunan davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davalı tarafından davacılar hakkında takip konusu yapılan 700.000 USD bedelli çek nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, davacıların iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine yönelik olarak verilen karar Dairemizin 14.06.2016 tarih ve 2016/2569-2016/10643 sayılı kararı ile, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile icra takibi sırasında davacının talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararı ile davalının alacağına kavuşturulması geciktirildiğinden davalı lehine tazminata hükmedilmemesi ve eksik vekalet ücreti tayin edilmiş olması nedeniyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın reddi ile davalı tarafın tazminat talebinin kabulüne, asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 40 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
    Ayrıca, davacılar vekilinin tavzih talebi yerinde görülerek icra inkar tazminatının dava tarihindeki kura göre hesaplanacak TL"sı üzerinden verilmesi gerektiği, UYAP sistemi üzerinden alınan ve dava tarihi olan 03.12.2008 tarihindeki USD kurunun 1,60 TL olduğu, %40 olarak hesaplanacak miktarın TL karşılığının 1.120.000,00 TL olduğu gerekçesiyle hüküm fıkrasının 2. maddesinin "Davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak olan 700.000,00 USD"nin dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanan TL değeri olan 1.120.000,00 TL"nin % 40 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine," şeklinde tavzihine karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen asıl karar ve tavzih kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacılar vekilinin asıl karara yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- 6100 sayılı HMK"nun Hükmün kapsamı başlıklı 297/2 maddesinde "hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir". Kanunun aradığı bu şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetine sebep olabilecek kamu düzeni ve barışını olumsuz etkileyecektir. (HGK 2013/9-1989 Esas, 2014/657 Karar sayı).
    HMK 297/2 maddesine aykırı tesisi edilen "davalı tarafından tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ilişkin 2 nolu hüküm fıkrası, davacının talebi üzerine 16.11.2018 tarihli karar ile "Davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak olan 700.000,00 USD"nin dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanan TL değeri olan 1.120.000,00 TL üzerinden hesaplanacak % 40 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine," şeklinde tavzih edilmiştir. Ancak bu çek bedelinin icra takip tarihindeki USD"nin TCMB efektif satış kuruna göre hesaplanacak TL karşılığı üzerinden %40 tazminata karar verilmesi gerekir. Ayrıca İcra takip tarihi olan 20.11.2008 tarihinde USD TCMB efektif satış kuru 1,7064 TL iken dava tarihi olan 03.12.2008 tarihinde daha düşük olup 1,5811 TL"dir. Tavzihe yönelik ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmediği, davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla tazminata yönelik hesabın dava tarihindeki düşük kur üzerinden yapılması yönünden davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Buna göre dava tarihi itibariyle USD"nin TCMB efektif satış kuru 1,5811 TL esas alınarak davacılar aleyhine 1.106.770,00 TL"nin %40"ı üzerinden hesaplanacak tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tavzih kararı verilmesi doğru değildir.
    Açıklanan nedenle 16.11.2018 tarihli tavzih kararının kaldırılarak HMK 297/2 maddesine aykırı hükmün re"sen bozulması gerekmekte ise de asıl karardaki bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK Geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 438/7 maddesi gereğince asıl kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin asıl karara yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin 16.11.2018 tarihli tavzih kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile tavzih kararının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle 18.09.2018 tarihi asıl kararın 2 nolu hüküm fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine "Davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile 1.106.770,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 40 oranındaki tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 3.050 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin harcın istekleri halinde davacılara iadesine, 18.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi