1. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/771 Karar No: 2020/1956 Karar Tarihi: 01.06.2020
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/771 Esas 2020/1956 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2017/771 E. , 2020/1956 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı tapu iptal ve vakfı adına tescil isteğine ilişkindir. Davacı Vakıflar İdaresi, 578 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki “İbrahim kızı Ayşe” adına kayıtlı 3/24 payın aslının vakıf olduğunu ileri sürerek anılan payın mahlulen – metruken “ Çobanbey Vakfı “ adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında Hazine davaya dahil edilmiştir. Dahili davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, 5737 Sayılı kanunun 17.maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “Mahkemece, 5737 Sayılı 17.maddesindeki koşulların gerçekleştiği saptanarak vakfı adına tesciline karar verilmiş olmasında kural olarak isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. Hemen belirtilmelidir ki; bu davaların niteliği gereği hasımsız olarak açılıp görülmesine hukuki bir engel yoktur. Ancak mutasarrıf ya da maliklere 3561 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kayyım tayin edilmiş olan durumlarda, yasal hasım olarak kayyıma husumet yöneltilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; taşınmazın Hazine adına kayıtlı olmadığı, davanın hasımsız olarak açıldığı, yargılama sırasında Hazine’nin davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Ancak usul hukukumuzda dahili davalı şeklinde bir müessese bulunmayıp, dahili dava yolu ile bir kimseye taraf sıfatı verilmesi de mümkün değildir. Hâl böyle olunca, Hazine yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında; 5737 Sayılı sayının 17.maddesindeki koşulların gerçekleştiği saptanarak taşınmazdaki çekişme konusu payın vakfı adına tesciline karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, davaya dahil edilen Hazine yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma ilamında işin esasına yönelik tespit edilen bu husus gereğince, mahkemece davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü ile yargılama aşamasında davaya dahil edilen Hazine hakkında ise husumetten ret kararı verilmesi gerekirken, Daire bozma ilamının göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde davanın esası yönünden husumetten ret kararı verilmesi doğru değildir.Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.