20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1000 Karar No: 2013/5324 Karar Tarihi: 09.05.2013
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/1000 Esas 2013/5324 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir taşınmazın orman niteliği taşıdığını iddia ederek tapusunun iptalini ve Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından yapılan bozma kararı sonrasında mahkeme, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorup karar vermesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya incelendiğinde taşınmazın orman olduğu saptandığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hüküm onanmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise; 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi ve 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesidir. Ayrıca, kamu malı savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağına ilişkin Yargıtay kararları da bahsedilmiştir.
20. Hukuk Dairesi 2013/1000 E. , 2013/5324 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı .... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı ... Yönetimi, dava dilekçesi ile .... Köyü, 110 ada 3 parsel sayılı 17655,36 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, tapulama tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairece bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/6869-8714 sayılı 06.05.2009 günlü bozma kararında özetle: “Mahkemece, çekişmeli parselin kadastro tespitinin askı suretiyle ilanını takiben 5841 sayılı Kanunun 2"inci maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, gerekçeli karar 23/07/2011 tarih ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında Hazine tarafından açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım da içermemekte ise de, “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini almıştır (Örneğin: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları). Açıklanan hususlar gözetilerek, mahkemece yargılamaya devam edilip, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü 110 ada 3 nolu parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Mermeriş Ticaret Türk A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bölgede 1956 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır. Orman kadastrosu çalışması yapılmamıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın eylemli biçimde orman olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 09/05/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.