Esas No: 2019/1531
Karar No: 2021/1191
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1531 Esas 2021/1191 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
....
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI ......
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... ... Kurulu'nun 02/04/2004 tarih ve..... sayılı kararı ile ... kapsamına alınmasının ardından ...'a ait dağıtım sisteminin 20 farklı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulduğunu, sözü edilen dağıtım şirketlerinden birinin de müvekkili olduğunu, müvekkilinin ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi bulunan özel hukuk hükümlerine tabi ticari şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı ... arasında 24/07/2006 tarihinde ...... imzalanarak sözleşmede belirtilen bölgedeki dağıtım işlerinin müvekkili şirkete devredildiğini, İHDS'den önceki iş ve işlemlerden doğan üçüncü kişilerin hak ve taleplerinden sözleşme hükümlerince davalının sorumlu olduğunu, faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen olay Gaziantep 1. İş Mahkemesi'nin .... Esas sayılı dosyası ile açılmış olan rücuan tazminat davası sonucu müvekkili aleyhine davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin...... Karar sayılı onama ilamıyla kesinleştiğini, söz konusu mahkeme ilamına dayalı olarak Gaziantep 12. İcra Müdürlüğü'nün...... E sayılı icra takip dosyasına müvekkili şirket tarafından 8.684,76 TL ödenmek durumunda kalındığını, ödemeye sebep teşkil eden olay işletme devri hakkı sözleşmesinden önce meydana geldiğinden davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.684,76 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TBK'nın 73. maddesi gereği rücuya dayalı alacak davasının 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve dava tarihi itibarıyla bu sürenin dolduğunu, özelleştirmeye ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmekle yükümlü olan ... 24/07/2006 tarihinde şirketlerle imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesi ile birlikte yorumlanması gerektiğini, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği, hakları, borçları ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerinin el değiştirmesinin söz konusu olduğunu, davacının dava dilekçesinde kabul ettiği üzere 2004 yılından itibaren bölgede dağıtım faaliyetine başladığından 24/07/2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü iddiasının gerçek dışı olduğunu, ... İdare Başkanlığı'nın 04/04/2012 tarihli yazısında; devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden geçmiş yıllara ilişkin olarak ...'tan herhangi bir talepte bulunamayacağının açıkça belirtildiğini, bu durumda davacının müvekkili kurumdan herhangi bir alacağının kalmadığını, ... modeli gereği şirketin devre esas bilanço düzenlemeleri çerçevesinde ... ...'ın birikmiş tüm borçları ... tarafından üstlenildiğini ve şirketin bilançosuna sermaye arttırımı yoluyla ... tarafından kaydi olarak kaynak sağlandığını, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. maddesinin alt bentleri de gözetildiğinde tespit tutanağına konu olan ve 7. maddedeki kriterler esas alınarak belirlenen dava ve icra dosyaları derdest veya daha sonra açılacak olan dosyaları kapsamadığını, dava konusu edilen miktarın ... ...'ın %100 hissesinin ...'a ait olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olup devre esas bilanço kayıtlarında söz konusu bedelin davacı şirket lehine alacak olarak yer almadığını, zira söz konusu alacak davasına ilişkin talep edilen bedelin ... ...'ın devre esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce ödenmiş olduğu anlaşıldığından dava konusu ödemenin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, davacının işletme hakkı devri sözleşmesinin 18.6 maddesi, hale şartnamesinin 22 (d), (f) ve (p) bentleri ile hisse satış sözleşmesinin 9. maddesinin 3.,4. ve 11. bentleri gereği müvekkilinden talepte bulunamayacağını, dava konusu edilen tutarın davacı şirketin %100 hissesinin ...'a ait olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olup, devre esas bilanço kayıtlarında söz konusu bedelin davacı şirket lehine alacak olarak yer almadığını, henüz hisse devri yapılmadan ödeme yapılmış olmasına bağlı olarak hisse devir tarihi itibarıyla ortada 3. bir kişi alacağı ile ilgili de bir ihtilaf ve uyuşmazlık bulunmadığını, taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi ve ... İdaresinin talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmaları neticesinde dava dosyalarına ilişkin imzalanan tespit tutanağı ekindeki dava ve icra dosyalarına ilişkin listenin her iki şirketin yönetim kurulunun onayından geçmek suretiyle kesinleştiğini, söz konusu listelerde rücu davasına konu dava dosyası yer almamakla birlikte bu dosyaya ilişkin herhangi bir ihtirazi kaydın da bulunmadığını, , işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. maddesinin alt bentleri de gözetildiğinde tespit tutanağına konu olan ve 7. maddedeki kriterler esas alınarak belirlenen dava ve icra dosyalarının derdest olan dosyalar olduğunu, dolayısıyla hisse devir tarihi öncesinde tamamlanmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, derdest veya daha sonra açılacak olan dosyaları kapsamadığını, ayrıca ... ...'ın kuruluş tarihi olan 17.02.2005'ten önce davacı şirketin faaliyet bölgesinde yer alan il ve ilçelerinde elektrik dağıtım faaliyetlerinin, müvekkili şirketten ayrı bir tüzel kişiliğe sahip elektrik dağıtım müesseseleri tarafından yürütüldüğünü, dolayısıyla işletme hakkı devir sözleşmesinden önceki sorumluluğun bu elektrik dağıtım müesseselerine ait olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.2 maddesi uyarınca bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talebinin yerinde olmadığını, dava konusu alacağın dayanağı olan davada yasal faize hükmedildiği halde bu davada avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, aksi halde davacının sebepsiz zenginleşeceğini, hesaplanan yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin de hatalı olduğunu, müvekkilinin dayanak mahkeme ilamı ile hüküm altına alınan bedelden sorumlu tutulabileceğini icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, işbu davanın hem işletme devir hakkı sözleşmesine hem de hisse devir sözleşmesine aykırı olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; Dava, taraflar arasında düzenlenen işletme hakkı devir sözleşmesi nedeniyle sözleşme öncesi döneme ait olduğu belirtilen ve davacı tarafından yapılan ödemelerin davalı tarafından iadesine ilişkin rücuen alacak davası olup taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanması tarihinden önce davalının sorumluluğunun bulunduğu 27/10/2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda dava dışı Abdülkadir Pola'ın yaralanması nedeniyle dava dışı... tarafından ödeme yapıldığı, Gaziantep 1. İş Mahkemesinin..... karar sayılı kararı ile... tarafından yapılan ödemelerin davacıdan alınmasına karar verildiği ve davacı tarafından icra dosyasında mahkeme kararı uyarınca ödemelerin yapıldığı, taraflar arasında düzenlenen işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca yapılan ödemelerden ödemeye dayanak kazanın meydana geldiği tarih itibari ile davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü gerektiği, davacı tarafından davalıya ait borcun ödenmesi nedeniyle davacının mal varlığındaki eksilmenin ödeme tarihinde gerçekleşmiş olması, tarafların tacir olması nedeniyle ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 9.684,76 TL alacağın ödeme tarihi olan 07/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince zamanaşımı def'i değerlendirilmeden karar verildiğini, işbu davaya dayanak mahkeme ilamı müvekkili ... Genel Müdürlüğü adına olduğundan, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacak türünün ...'a bırakılan alacaklardan olmadığını, rücuya konu dayanak davanın davacısının İHDS'nin 7.6. Maddesine göre 3. Şahıs olmadığını, davacı davacı şirketin çalışanı olduğundan aralarında iş sözleşmesi ilişkisinin bulunduğunu, özelleştirmeye ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmekle yükümlü olan ... 24/07/2006 tarihinde şirketlerle imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesi ile birlikte yorumlanması gerektiğini, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği, hakları, borçları ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerinin el değiştirmesinin söz konusu olduğunu, davacının dava dilekçesinde kabul ettiği üzere 2004 yılından itibaren bölgede dağıtım faaliyetine başladığından 24/07/2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü iddiasının gerçek dışı olduğunu, ... İdare Başkanlığı'nın 04/04/2012 tarihli yazısında; devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden geçmiş yıllara ilişkin olarak ...'tan herhangi bir talepte bulunamayacağının açıkça belirtildiğini, bu durumda davacının müvekkili kurumdan herhangi bir alacağının kalmadığını, ... modeli gereği şirketin devre esas bilanço düzenlemeleri çerçevesinde ... ...'ın birikmiş tüm borçları ... tarafından üstlenildiğini ve şirketin bilançosuna sermaye arttırımı yoluyla ... tarafından kaydi olarak kaynak sağlandığını, dağıtım şirketinin bilançosundaki tüm unsurların ... bedeli içerisinde değerlendirildiğini, bu itibarla ... tarafından tekrar ödenmesi halinde mükerrer ödeme söz konusu olacağını, işletme hakkının devri sözleşmesi, hisse devir sözleşmesi, ihale şartnamesi ve bilanço düzenlemeleri birlikte değerlendirilmeksizin salt işletme hakkı devir sözleşmesine istinaden karar verilmesinin doğru olmadığını, ihale şartnamesinin 22. ve hisse satış sözleşmesinin 9. maddesine göre davacının açmış olduğu rücuen alacak davasının kabulünün doğru olmadığını, ayrıca ... ...'ın kuruluş tarihi olan 17.02.2005'ten önce davacı şirketin faaliyet bölgesinde yer alan il ve ilçelerinde elektrik dağıtım faaliyetlerinin, müvekkili şirketten ayrı bir tüzel kişiliğe sahip elektrik dağıtım müesseseleri tarafından yürütüldüğünü, dolayısıyla işletme hakkı devir sözleşmesinden önceki sorumluluğun bu elektrik dağıtım müesseselerine ait olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.2 maddesi uyarınca bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talebinin yerinde olmadığını, ödeme işini gerçekleştiren davacının rücu edilecek kişi ve rücu miktarını bilmesine rağmen uzunca bir süre bekledikten sonra bu davayı açmış olmasının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, dava konusu alacağın dayanağı olan davada yasal faize hükmedildiği halde bu davada avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, savunarak açıklanan bu ve re'sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacının işletme devir hakkı sözleşmesi hükümlerine istinaden davalıya karşı rücuan alacağın tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin .....Karar sy. ilamı ile onanan ve kesinleşen dava konusu Gaziantep 1. İş Mahkemesi'nin 26.02.2009 tarih ve..... Karar sy. kararına göre davalı şirkete ait işyeri işçilerinden Abdulkadir Polat'ın 27.10.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kaldığı, davalı şirkete atfedilen %80 kusur oranına denk gelen ... kurum zararının davalıdan rücuan tahsili istemiyle açılan davada davanın kısmen kabulü ile 3.325,28 TL kurum zararının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Gaziantep 1. İş Mahkemesi'nce hüküm altına alınan rücuan tazminat bedelinin tahsili için alacaklı ... tarafından Gaziantep 12. İcra Müdürlüğü'nün..... Esas sayılı icra takip dosyasında ... ... tarafından 07.02.2012 tarihinde 8.720,52 TL ve 954,24 TL alacaklı dava dışı 3. Kişi olan ... hesabına ödenmiştir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun ...'a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının ... olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önceki döneme isabet eden 27.10.2003 tarihinde meydana gelen olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Gaziantep 1. İş Mahkemesi'ndeki davanın davacısı ... da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığına göre işbu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sy. BK'nın 125. (TBK'nın 146. maddesindeki) maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin davacının ödeme yaptığı 07.02.2012 tarihi itibarıyla dolmadığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin zamanaşımı def'ine itibar edilmemiştir.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada avans faizi uygulanamayacağı savunmasına gelince, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararından ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu'nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran davalı taraftan alınması gereken 661,57 TL karar harcından başlangıçta alınan 165,40 TL karar harcının mahsubu ile 496,17 TL bakiye istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 21/10/2021
.....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.