Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/51
Karar No: 2021/1293
Karar Tarihi: 21.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/51 Esas 2021/1293 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI ...

DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2019 tarih ve..... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, "..." ibaresinin 1991 yılından beri ... numara ile müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin ....sayılı kararı ile kabul edilerek başvurularının 30. sınıfta kısmen reddedildiğini, bu kararın müvekkili firmanın 1991 yılından bu yana adına tescilli bulunan markaların varlığı nedeni ile kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, davalı ... ... kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkili şirkete ait "..." markasının 29, 30 ve 32. sınıflarda tescilli olduğunu, davacı tarafın da 30. sınıf kapsamında aynı mallar için tescil talep ettiğini, davacının başvurusunda da öne çıkan kısmın "..." ibaresi olduğunu, davacı firmanın.... numaralı "..." markasının koruma süresinin 18.03.2011'de, ...numaralı "..." markasının koruma süresinin ise 01.03.2012 tarihinde dolduğunu ve bu tarihlerden sonra da markanın korumasının yenilenmediğini, bu nedenle dava tarihi itibari ile davacının söz konusu markalar üzerinde müktesep hakkının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu... “...” isimli marka ile itiraza mesnet olan "..., ... tat, ... sıvı, ... şıra, ... maya, ... pudra şekeri" markaları arasında benzerlik bulunduğu, mal ve hizmetlerin tamamının benzer olduğu, dolayısıyla taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, davacının müktesep hak iddiasına karşı.....umaralı markasının koruma süresinin 18.03.2011 tarihinde.....numaralı markasının koruma süresinin 01.03.2012 tarihinde dolduğu ve bu tarihlerden sonra yenilenmediği, dolayısıyla dava tarihi itibariyle davacının söz konusu markalara dayalı müktesep hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece teknik rapor dikkate alınmaksızın karar verilmiş olmasının objektif nedenlerinin dile getirilmediğini, davalı firma adına 2000 senesinden beri tescilli olduğu ileri sürülen bir marka bakımından, müvekkili firmanın 1991 senesinden bu yana gerçekleştirdiği tescilli marka kullanımından kaynaklanan müktesep hakkının yok sayılmasının kabul edilemeyeceğini, dava konusu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi bakımından da iltibas ihtimalinin bulunmadığını, 1991 yılından beri müvekkilinin müktesep hak sahibi olduğu markalarına karşın, davalı yanın ... numaralı marka başvurusu açısından itiraz etmiş olmasının kötü niyetini gösterdiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı şirketin.... sayılı “...” ibareli marka tescil başvurusuna karşı, davalı şirketin ... kararında geçen "..." asıl unsurlu markalarına dayalı itirazının kısmen kabulüne dair ... kararının doğru olup olmadığı ve davacı şirketin önceki tarihli tescilli markalarının kazanılmış hak sağlayıp sağlamayacağı noktasında toplandığı ve davacının işbu davayı 556 sayılı KHK'nin 53. maddesinde belirtilen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açtığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının dava konusu marka tescil başvurusunun 30. sınıfın tüm alt guruplarını (1-15) kapsayacak şekilde yapıldığı, ....... 26.05.2017 tarihli kararı ile davalı şirketin itirazı sonucunda başvuru kapsamından 30/1, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 13, 14, 15. alt guruplarında yer alan malların çıkarıldığı, bu karara karşı davacının itirazının, dava konusu ... kararı ile kısmen kabul edilerek, 30/10. sınıf malların başvuruya iade edildiği, sonuçta davacının başvurusunun 30. sınıfta "30/8: Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, ..., baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. 30/12: Dondurmalar, yenilebilir buzlar. 30/10: Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. 30/11: Sakızlar." malları için tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla işbu davanın başvuru sahibi davacı tarafından açıldığı gözetildiğinde, somut uyuşmazlıkta başvuru kapsamından çıkarılan, diğer bir deyişle yukarıda anılan malların haricindeki 30. sınıf mallar yönünden, taraf markalarının benzer olup olmadığının incelenmesi gereklidir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ise başvurunun sadece yukarıdaki mallarda yapıldığı bildirilmek suretiyle, sadece anılan mallar konusunda inceleme yapılmıştır. Her ne kadar mahkemece karar yerinde bu durumdan bahsedilmemişse de, mahkemece tamamen maddi hataya dayalı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporuna itibar edilmemesinde sonucu itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir.
Uyuşmazlığın esası yönünden yapılan incelemede ise "..." ibareli başvuru ile davalının itirazına mesnet "..." asıl unsurlu markaları arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet marka işaretinin dava konusu başvuruda da aynen kullanıldığı ve başvuruda farklı olarak yer verilen "Mister" ibaresinin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı hususları, mahkemece de isabetli şekilde tespit edildiği gibi, aynı taraflar arasında davacının..... sayılı "........" ibareli başvurusu yönünden Dairemizin 12.06.2020 tarih ve ..... sayılı kararını onayan Yargıtay 11. H.D.'nin 28.04.2021 tarih ve .... sayılı ilamı ile de açıklığa kavuşmuştur.
Davacının dava konusu başvuru için önceki markalarına dayalı kazanılmış hakkının bulunmadığı konusunda ise mahkemece yapılan tespitlere Dairemizce iştirak edilmemiştir. Zira mahkemece davacının .... numaralı markasının koruma süresinin 18.03.2011 tarihinde dolduğu ve bu tarihlerden sonra yenilenmediğinden kazanılmış hak yaratmayacağı belirtilmişse de, ... internet kayıtlarının incelenmesinden, davacının .... numaralı markasının koruma süresinin 18.03.2021 tarihinde sona ereceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemece kabul edildiğinin aksine, davacının anılan markası 18.03.2011 tarihinde 10 yıl süreyle yenilenmiş olup, esasen davacının ..... numaralı markasının dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hak teşkil edeceği, Yargıtay 11. H.D.'nin yukarıda belirtilen 28.04.2021 tarih ve....K. sayılı ilamı ile de kabul edilmiştir. O halde mahkemece anılan markanın davacı yönünden kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinin kabul edilmesi doğru değildir.
Ancak yukarıdaki Yargıtay ilamı ile de kesinleştiği üzere, davacının .... numaralı markasının kapsamında sadece "..." malları yer almakta olup, dava konusu başvuru üzerinde yalnızca "..." emtiası yönünden kazanılmış hak teşkil etmesi mümkündür. "..." emtiası ise zaten yukarıda da anıldığı üzere, tescil aşamasında ... tarafından 30/8. sınıf malların içinde başvuru kapsamında bırakılmıştır. Dolayısıyla davacının..... numaralı markasının, dava konusu başvuru yönünden kendisine kazanılmış hak sağlamasının, somut uyuşmazlık yönünden bir önemi kalmamış, ilk derece mahkemesi kararı, sonucu itibariyle doğru olmuştur.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafın isteminin yukarıda açıklanan gerekçeler ile reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi doğru olmadığından ve HMK.'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 02/10/2019 gün ve .... K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL'nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, ancak istinaf eden davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 3.931,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ... tarafından istinaf aşamasında yapılan 36,50 tebligat ve posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
7-Davalı ... tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.


GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Başkan
...


Üye
...


Üye
...


Katip
...


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi