14. Hukuk Dairesi 2012/14224 E. , 2013/2776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-davalı vekili tarafından, davalılar-davacı aleyhine 03.04.2007 Gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleşen dava ile de elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulüne dair verilen 16.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı-davalı ... vekili ile duruşmasız olarak davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.02.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı ...’ün 10.10.2006 tarihinde noterden vekaletname verdiği ... ile ... 2. Noterliğinde 06.11.2006 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 4 parsel sayılı taşınmazın kendisine satışının vaat edildiğini, satış bedelinin 54.500 Euro olarak 07.11.2006 tarihinde ödendiğini, taşınmazın 24.01.2007 günü davalı ...’e muvazaalı olarak tapudan devredildiğini, adına tescilinin yapılacağı inancıyla faydalı masraflar yaptığını ileri sürerek taşınmazın adına tescilini veya ödenen bedelin ve yapılan masrafların davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılardan ..., üzerine takyit bulunmayan taşınmazı tapu kaydına güvenerek edindiğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ... ise, taşınmazı tapudan satması konusunda dava dışı ...’ı vekil tayin ettiğini, bu kişinin davacıyla
satış vaadi sözleşmesi yaptığını, davacının satın almaktan vazgeçmesi nedeniyle taşınmazı tapuda davalı ...’e temlik ettiğini, davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada ise kayıt maliki ..., mülkiyet hakkına dayanarak haksız elatmanın önlenmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen karar asıl davanın davacısının temyizi üzerine Dairemizce, davacının ödediği bedel ile faydalı masrafların hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararına uyularak, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin karar onandığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının ödediği 34.000TL ile 37.266,05 TL faydalı masraflar bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle davalı ...’den alınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, asıl davanın davacısı ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise ödenen satış bedeli ile yapıda meydana getirilen değer artırıcı bedellerin tahsili istemlerine ilişkindir.
Satış vaadi sözleşmelerinin temsilci veya vekil tarafından yapılması olanaklıdır. Böyle bir işlemde hukuksal işlem temsilci tarafından yapıldığı halde hüküm ve sonuçları temsil olunana ait olur. Kural olarak da vekil ile sözleşme yapan kişi TMK’nun 3. maddesi uyarınca iyiniyetli ise, yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen bütün özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yok ise vekil ile yapılan sözleşme vekil edeni bağlar ve geçerlidir.
Somut olayda, dayanılan 06.11.2006 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 07.11.2006 günlü adi yazılı “anlaşma” başlıklı belgeler davalı ... vekili dava dışı ... ile davacı arasında düzenlenmiştir. 06.11.2006 günlü satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin 34.000,00 TL olduğu yazılıdır. Bu bedel 07.11.2006 tarihli adi yazılı sözleşmede 53.000 Euro olarak belirtilmiş ve kayıt maliki vekili dava dışı ...’a ödendiği yazılmıştır. Satış vaadi sözleşmesi ademi ifa ile sonuçlandığından, davacı ödediği bedelin sebepsiz kalması nedeniyle iadesini talep edebilir. Bu nedenle, 07.11.2006 günlü sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin hüküm altına alınması gerekirken 06.11.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesinde yazılı bedelin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Davalı ...’ün temyiz itirazlarına gelince;
Bozma ilamında, davacı tarafından taşınmaza yapılan faydalı ve değer arttırıcı giderlerin de tahsiline karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. 17.02.2012 günü yapılan keşif sonrası inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.02.2012 tarihli raporda çekişme konusu taşınmaza yapılan toplam harcamanın 37.266,05 TL olduğu belirlenmiş ve mahkemece bu bedelin tahsiline karar verilmiştir. Raporda kalem kalem gösterilen harcamaların hangilerinin faydalı ve değer artırıcı olduğu açıklanmadığı için denetimi yapılamamaktadır. Davacı tarafından yaptırılan ancak sökülüp götürülebilir nitelikteki eklentilerin hesaplamada dikkate alınmaması gerekir. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen bu giderlerden hangilerinin faydalı ve değer artırıcı olduğu kalem kalem saptanarak bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile 37.266,05 TL bedelin davalıdan alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 26.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.